BIR KOY 4 HIKAYESI

Genc Gelin Menekse

Odadaki herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra yorganın altında kalan bedenlerimizin gizli mahremiyeti içinde, kabalarıma sertleşen erkekliğini bastıran kocam, memelerimi ellerine alıp sıktığında, hem istekle kendimi ona doğru bastırıyor, hem de son birkaç yıldaki yaşantımdaki gelişmeleri düşünüyordum. Evleneli neredeyse iki yıl olmuştu. Bu süre boyunca da yanlızca benim ay hali olduğum günlerin dışında, hemen her gece çılgınlar gibi sevişiyor, defalarca birbirimizin bedeninde sevişmeye olan sonsuz susuzluğumuzu dindirmeye çakışıyorduk. Tek sorunumuz bu işi istediğimiz rahatlıkta yapamamanın zorluğuydu. Çünkü köyde genellikle bütün aile aynı odada yatar. Babamın evinde de böyleydi, gelin geldiğim kayınbabamın evinde de aynı. Aslında bunun anlaşılabilir sebepleri var. Bizim buralarda geceleri havalar çok soğuk olur akşamdan yatılacak oda mangalla ısıtılır ve bütün aile bu ısıtılan yegane odada, yaptığımız yer yataklarında yatarız. Bizim durumumuzdaki gibi karı kocalar da birbirlerine kavuşmak için herkesin uyumasını beklemek zorundadır ama yaz geldiği zaman durum değişir. O zaman herkes istediği yerde yatabilme özgürlüğüne sahip olur. O gece biz sevişirken aynı odada bizden başka, kayınbabam ve on uc yaşındaki görümcem uyuyorlardı. Kaynanam ben bu eve gelin geldikten beş ay sonra vefat etti. Kayınbabam henüz genç bir erkek olmasına rağmen dul kaldı. Kocam arkamda sertleşmiş zevk sopasını zevkle ıslanmaya başlayan yarığıma sürterken, babasının traktör motorunun gürültüsünü andıran horlama sesleri, rahat hareket edebilmemiz için bize cesaret veriyordu. Diğer yandan küçük yaştaki görümcem uyanıp yaptıklarımızı görse bile bir şey anlamayacağını düşünerek fazla çekinmiyorduk. Geceliğimi alttan sıyırıp memelerimi ağzına alan kocama sıkı sıkı sarılarak bir an önce sert sopasını içime geçirmesi için bacaklarımı açtım. Beni hiç bekletmeyen erkeğim, deliğime dayadığı kamışının başını sertçe bastırarak, ağzı zevkle açılmış olan bal kutuma kamışının erişebildiği yere kadar girdi. O anda atmak üzere olduğum zevk çığlığını içimde hapsedebilmek için dudaklarımı ısırmak zorunda kaldım. Her gece içimdeki sertliğini hissetmeye alıştığım, on sekiz ay gibi bir süre boyunca çok özleyeceğim kocam yarın askere gidiyordu. Bu sebepten, son gecemizi hiç uyumadan sabaha kadar sevişerek geçirmeye karar vermiştik. Üstüme abanıp altıma uzattığı elleriyle kabalarımı kavrayan kocamın birazdan boşalacağını anlayıp ona yetişmeye çabaIarken erkeğim erkenden içimi şerbetiyle doldurmaya başladı. Şerbet diyorum çünkü tadı aynı şerbet gibi tatlı geliyordu bana. Daha evlenmeden önce bostanlarda içime girmeden seviştiğimiz zamanlarda rahatlatmak için nişanlımın kamışını ağzıma alıp boşalmasını sağlardım. Bu şekilde tadını almaya başladığım ersuyunu çoğu zaman yutma alışkanlığım daha sonraları bir tutku halini aldı. Bu sebepten de iki senedir çocuğumuz olmuyordu. O kadar ender içime boşalıyordu ki, çoğunlukla ben ağzıma boşalması için zorluyor, lezzetli döllerini yutmak için geceyi zor bekliyordum. Aslında bu durum kocamında çok hoşuna gidiyordu. Fakat bu gece, belki o askerdeyken gebe kalabilirim umuduyla içimi dölleriyle doldurmasına karar vermiştik. Genç kocamın erkeklik gücüyle her zaman gurur duydum. Her gece en az üç kere bereketli çeşmesini açan kocam benim ay hali olduğum günlerin ardından ise ilk gece en az beş kere boşalırdı. Onun arka arkaya sertleşebilme yeteneği sayesinde bende, uzun süre içimde gidip gelmesinin sonucunda boşalabilir, komşumuzun gelini sevda nın kocasından şikayet ettiği gibi ortada kalmazdım. Sevdanın kocası, iki üç günde bir karısını altına aldığı zaman bir kaç dakika içinde boşalır, ikinciye bile hali kalmadan sırtını dönüp uyurmuş. Biz sırdaş gelinler birbirimize utanmadan anlattığımız bu saklılarımızı konuşurken, Sevda bana ´´Sen ne kadar şanslısın keşke benim de kocam seninki gibi olsa“ der onun bu sözleri de benim erkeğimle gururlanmama neden olurdu. Boşalması biten erkeğimi yeniden azdırmak için erkeklik organını ağzıma alıp herkesin uyuyor olmasından dolayı çıkan seslere aldırmayarak yeniden sertleşinceye kadar emmeye devam ettim. Yorganı üstümüzden atarak bedenimden sıyırdığım geceliğimi bir tarafa atıp, sırtüstü yatan kocamın dikilmiş sopasını içime yerleştirerek üstünde inip kalkmaya başladım. Ben zevkle üstünde inip çıkarken, gözlerim ilerimizdeki döşekte uyuyan kayınbabamın yüzüne gitti. Biraz dikkat edince sanki gözleri açık bize bakıyormuş gibi geldi ve bir an dondum kaldım. Horlaması da kesilmiş olan adamın uyanıp bizi bu halde gördüğünü sanirken odayı tekrar horlama sesleri kaplayınca rahatlayarak tekrar erkeğimin kamışını içime sokup çıkarmaya başladım. Koçumun döllerini yeniden sağmak için
onun en sevdiği şekilde yani helada oturur gibi ayaklarımın üstüne çömelip hızla er sopasının üstünde kalcalarmi cevirmeye başladım. Hızla inip kalkmalarım sırasında memelerim zipliyor, kabalarımın kocamın kucağına vurmasından çıkan sesler odanın içinde kayınbabamın horlama seslerine karışıyordu. Erkeğim daha fazla kendini tutamayıp yine içime boşalmaya başladı. Ancak ben yine ortada kalmıştım. Ama biliyordum ki üçüncüsü yeterince uzun sürecek ve ben de o mutluluğa ulaşacağım. İçime sıcak döllerini fışkırtan kocamın lezzetli şerbetini içememek çok zoruma gidiyordu ama ya bebek ya şerbet deyip kendimce özveride bulunuyordum. Biraz dinlendikten sonra yeniden dirilen kocamın erkekliğinin önünde domalıp, üstüme abanan kocamın beni aşağı doğru iten baskısıyla göğsümü yandaki kayınbabamın yattığı döşeğin ayak ucuna bastırırken, çıplak memelerim neredeyse uykudaki kayınbabamın ayaklarına değiyordu. Az sonra hırsla dikilmişkamışıyla içime sertçe yüklenen, kocam arkadan kabalarıma vurdukça, meme uçlarım adamın ayak parmaklarına çarpmaya başladı. Boşalıp rahatlamak için kendimi öylesine zevk alabilmeye kaptırmıştım ki, doğrulacak iradeyi bir türlü gösteremiyordum. Aldığım zevki atirmak ve kocamın organını içimde daha sıkı hissedebilmek amacıyIa aşk deliğimin kasIarını sıkıp gevşeterek içimdeki organı sıkıştırmaya başladım. Arkamdaki boğanın hızla içime vurmaya başlamasından her an boşalabileceğini anlayarak bende bu defaki şansımı kaçırmak istemediğimden, elimi bızırıma attım. Bir yandan kocam iştahla açılan deliğimi demirci örsü gibi tokmağıyla döverken, bir yandan da kendimi okşayarak tatmin etmeye çalışmam bu defa zirveye ulaşmama yetti. Boşalıyor olmanın zevk sarhoşluğuyla bir an dengemi kaybedip, kocamın arkamdaki sertçe dürtmelerininde etkisiyle kayınbabamın ayaklarının üstüne serildim. Memelerim kaynatamın ayaklarına yapışmış halde, boşalmak üzere olan kocamın arkamdaki amansız darbeleriyle kıpırdayamaz duruma gelmiş, zaten beynimde şimşekler çaktıran kendi zevk patlamamın etkisiyle de doğrulup toparlanamayacak kadar aciz durumdaydım. En sonunda erkeğimin döl suyunu içime fışkırtması biterken kayınbabam, sanki uykusunda rahatsız olmuş gibi bir ıhlama sesi çıkarınca, hemen toparlanıp yorganımızın aItına girip çocuklar gibi sessizce kıkırdaştık. O geceki sevişmelerimiz uzun sürecek olan ayrılığımızın ilk gününde sabahın ilk ışıklarına kadar aynı coşkuyla devam etti. Ertesi gün, aslanımı gözyaşlarıyla allaha emanet ederek vatan görevine yolcu ettim.

MENEKSE’NIN KAYINBABASI HAYDAR AĞA ANLATIYOR

´´Bizim sıpa büyüdü de tarlalarda gız kovalamaya neyin başladı ha!“
dediydim rahmetli hatuna. Zaman geçti devran döndü gısa poturlu oğlanlar
sopaları dikelmiş deliganlılar olurkene, sümüklü gızlarda memeleri gocaman
gocaman olup gelinlik yaşa geldiler. Eee tabi bunların ganları da gaynıyor. Ateş
ilen barut yanyana durmaz ki ne!. Zamanı geleni everecen. Bizim oğlanı akşam
vakti tarlada Hüseyin gillerin menekşeyle görmüşler. Askerliği beraber ettiğimiz
Hüseyin bir sabah yüzünde şöyle ciddi neyin bir bakışla Bana geldi de ´´ Heç
fazla gonuşmaya gerek yoktur Haydar gerekeni yapalım“ dedi. Doğrusu bende gara
gara düşünmekteydim. Benim karı hastalık illetine tutulalı beri doğru dürüst iş
göremez oldu, ufak gız desen daha on yaşında, kendine bakacak halde değil. Karı
öte tarafa göçmeden başka avrat alamam. Velhasıl Hüseyinin aklı tam bana göre
akıldı. Zaten onda da gızdan bol birşey yok, tam beş dane boy boy gız var
adamda. Heç bekletmeden bunları nikahladık. Eyiki de öyle etmişiz. Altı ay sonra
benim avrat sizlere ömür ben kaldım yanlız. Çocukların muhabbeti bir eyi bir
eyi ki sorman getsin. Ula insafsızlar her gece her gece de olmaz ki! Ben daha
kırkbeşine gireli anca oldu. Önümde bir goca odunla sabahlara kadan dön allah
dön. Oğlan biraz ötemdeki döşekte genç tazeye biner de biner. Gözlerimi açarım
gelinin gocaman gavun gibi memeleri havalara zıplar kendimi tutamam asılırım
tumanımın içi leş olur. Kalkamam da, öyle ıslak neyin uyurum. Kendime varacak avrat ararım ne bizim köyde ne yakın köylerde bana göresi yok derler. Neyse ki ne. Bu arada geçti iki sene. Her gece benim oğlan genç kısrağı kişnetiyor ama, daha bebe yok ortada.Tabii neden olduğunu biliyom ben. Bu benim azgın gelin
oğlanın döllerini hep emip yutuyor, bir damlasını bile tarlasına dökmüyor da o sebepten. Onlar kızışırken ben bir gözüm açık seyrediyom. Tabii bu arada horladığım için beni uyuyo sandıklarından ne halt etseler açık gözümlen görüyom. Ben bu oğlanın anasını da aha bu gelin gibin her gece inletirdim ama benim oğlan değneği bakımından babasına değil dayısına çekmiş. Biz bunun dayısıgillen yaşıt oluruz. Daha ondört onbeş yaşındaykene otuz bir çekmeyi beraber öğrendiydik. Aha bu benim oğlanın dayısının ki daha o zaman benimkinin beşte biri kadar ya vardı ya yoktu. Hatta göydeki oğlanlar benim adımı ´´Goca Gamışlı Haydar“ goymuşlarda bunu duyup çok merak eden gızlar “hele bir göstert !´´ diye benimle ikişer üçer tarlaya çok geldilerdi. Bundan sebep bizim göyde benim rahmetli avradımın kolu kadan büyük tokmağımı görmeyen garı gısmısı galmamıştır.
Ertesi gün oğlanı askere yolcu edeceğidik gısmet olursa.´´Ula Haydar“
dedim ´´Gene yandın bu gece bu zalımlar seni heç uyutmazlar gayri“. Aha
dediğim gibi de oldu. Ben garanlıkta bunları gollarkene benim oğlan yorganın
altından gızın üstüne binmeye başladı, başlamasıyla da beIi geIdi! Gelin oğlanı bu sefer emmeyince aha dedim avrat bebe yüklenmek istiyor. Anam babam, bu zalımların zalımı gelin birazdan gece entarisini soyup üryan kalmazmı! Ben elimi
önümdeki balta sapına atıp okşamaya başlarken gocasının üstüne at biner misaIi oturan gelinin kavun misali memeleri gıpraştıkça önümü sıvazlıyomda sıvazlıyom. Ula kendimi öyle gaptırmışımki gözlerimi iri iri açmış oğlumu cennete götüren huriyi seyrederken, gelin aniden durup öyle gözlerime bakmaya başlayınca hemencecik horlamaya başlayıp uyuyormuş havasına devam ettim. Hatun uyuduğumu görünce kocasının üstüne çömelip aha tam da gözlerimin önünde kabalarını indirip kaldırmaya devam etti. Benim sıpanın güçük sopasını içinde mapus eden gelin oğlanın işini bitirince; ´´Ula hayırsız dedim aha ben senin anana böyle mi ettiydim. Avradını hala getiremedin beceriksiz.“ Yalan demiyom haa,ben bunun anasıyın içine döşendimmidi, üç dakkaya galmaz gızışmış gancıklar gibi ulumaya başlardı rahmetli. Ahh nası da özlüyom onu! Neyse ki ne. Benim oğlanın ki güççük müççük ama mübarek dağ pınarı gibin maşallah. Üç, beş heç dinlemez aslan oğlum. Bu benim aygır oğlan döşeklerinin dibine benim ayak ucuma domalttığı galtağın içine döşeyincesi kavun misaIi memeleri benim dışarıda galmış ayaklarıma vurmaya başIadı. içimden; ´´oy anam dayanamıyom artık!“ dedim. Ula gardaş bi de sana bu cıbıldak gelin zevke geIip inlerkene memeleri ayaklarıma yapışıp galınca bende daha fazla gendimi tutamayıp yavaştan donumun içinde sıvazladığım guçük haydarımın musIuğunu açtım. Argadaş nasıl gendimi dutamadıysam ağzımdan bir inilti çıktı ki ne, şöyle bir har hur edip sanki uykumda olmuş gibi neyin sesler çıkarıp durumu kurtarmaya çaIıştım. Keşke etmeseydim. Gelin huylanıp ayaklarımın üzerinde hem yumuşak hem sıcak neyin gelen memelerini galdırdığı gibi gocasıynan birIikte yorganın altına gaçtılar.

MENEKSE

Kocam askere gideli sekiz ay olmuştu. Bu arada on beş gün dağıtım iznine
de gelememesi ikimizi de çok üzdü. Mektubunda eğer izne gelmezse daha
çabuk terhis olacağını söylediği için bir an önce hepten kavuşuruz ümidiyle
sabrediyordum. Onun yokluğunda öylesine dolu hale gelmiştim ki, herkes yatıp
uyuduktan sonra sessizce öttürüImeye hasret kaIan kuşumu okşuyor, içimde erkeğimin zevk sopasını hissetmenin özlemiyle gerçek tatmine ulaşamadan, kendimi defalarca inlemeler içinde boşaltıyordum. Baharın başında giden kocam askerdeki ilk kışını geçirirken, bizim buralar her kış olduğu gibi erkeklerin bıyıklarını
donduracak kadar soğumuş, geceleri yatağın içinde tek başına yatmak imkansız
hale gelmişti. Görümcemin benimle yatmaya başlamasıyla beraber az da olsa
yatağım ısındı. Ama bu arada kızın yanında kendimi okşama ve boşalma ihtiyacımı
karşılama şansımda azalmıştı. Bir sabah kayınbabamın omuzlarının büzülüp neredeyse buz kesmiş olarak yataktan kalktığını gördüğümde isterse ısınması için
Nigarın onun yanında yatabileceğini söyledim. Bunun üzerine kayınbabam sıkıntıIı bir ifadeyIe; ´´O zaman da sen üşürsün. En iyisi bende sizin yanınıza ondan tarafa yatarım, kimse üşümez“ dedi.Adamcağıza hak verip ´´Tabii baba neden olmasın“ dedim. Ancak bu durumda yatakta kendimi okşama şansım tamamen yok olmuştu. Ben azgınlığımı giderememenin çaresizliğiyle onca soğuğa rağmen ateş basmaları içinde üzerimden yorganları atıyor, bacaklarımın çıplaklığı buz gibi soğukta kalırsa ancak biraz rahatlıyabiliyordum. Bazen kayınbabamla aramızda yatan görümcemi uyku arasında kocam zannedip sarılıyor, bazende, uyku halinde kendimi kızın bacaklarını bacak arama almış kadınlığımı bastırırken yakalıyordum. Yine kasıklarımda yangınlar yaşadığım bir geceydi. Üstümden yorganı atıp, ateşim sönsün diye geceliğimi belime kadar çekmiş yüzü koyun yatıyordum. Uyku sırasında birisinin tuvalete kalkmak için kapıyı açıp dışarı çıktığını duyar gibi oldum. Nigar olduğunu sanarak ağır uykumdan başımı kaldıramadım. Biraz sonra üstümden kaymış olan yorgan tekrar üstüme
örtülünce, az önce tuvalete kalkan Nigarın döndüğünü tahmin ettim ama bu
sefer kayınpederimle benim arama değilde herhalde uyku sersemliğiyle benim
arkama yattı. O şekilde uyumaya devam etmişim. Bir şeyin beni uyandırdığını
hissettiğimde, önce ne olduğunu kavramaya çalıştım. Sonra arkamda bana sarılmış
olan kişinin bir erkek olduğunun ayırdına vardım. Çünkü kabalarıma dayanmış olan
kişinin önünde kalın ve çok sert bir şey vardı. Kendimi şöyle bir yoklayınca,
geceliğimin belimden yukarıya kadar sıyrılmış olduğunu farkederken arkamda
bana yaslanan şeyin de aynı benim bacaklarım gibi çıplak oIduğunu hissedebiIiyordum. Hiç sesimi çıkarmadan ne olacağını beklemeye başladım. Acaba kayınbabam ne yaptığını biIiyormuydu yoksa uykusunda farkında olmadanmı bunu yapıyordu. Nasırlı eliyle karnımı okşadığını ve sıyrılmış geceliğimin arasından memelerime doğru uzandığını hissedince adamın uykuda olmadığını, yaptığının bilinçli olduğunu anlayarak, biraz korkuyla karışık olmakla birlikte, heyecanla neler olacağını beklemeye başladım. Kayınbabam avucuyla kavradığı memelerimi yavaş yavaş sıkmaya başladığında aylardır dokunulmaya aç olan bedenimin şiddetle tepki vermesini engelleyemeyerek ağzımdan zevk aldığımı çok belli eden bir inilti çıkardım. Bu tepkimle birlikte sanırım yaptıklarının hoşuma gittiğini sanan adam bundan cesaret alarak, açılmış kalçalarımı saran külodumu aşağı çekmeye başladı. Kayınbabamla böyle bir şey yaşıyor olmak utanç duymama neden oluyordu ancak tahrik edici okşamalarının verdiği amansız zevkle mantığım arasında müthiş bir savaş yaşıyordum. Benliğim karşı koyulmaz güçteki şehvet duygularıyla mücadele edemeyip adeta felce uğramıştı. Benim hareketsizliğimi yine duruma razı olduğum şeklinde değerlendirdiğini sandığım kayınbabam, külodumu aşağı çekip ayağımdan çıkardı. Arkamdan tekrar sarılarak, erkekliğini kasıkIarıma dayayan adamın aletinin muazzam büyüklüğünü çıplak kalçalarıma dayanınca şok içinde anladım. Yarığımın girişindeki şey neredeyse kısraklara çektiğimiz aygırınki kadar vardı. Kadınlığıma dev sopasını bastıran adamın sert baskısı ihtiyaç içindeki aç kadınlığımın heyecanla ıslanıp kayganlaşmasına yol açmıştı. İçime girmesi mümkün değil diye düşündüğüm kalın bir tokmak gibi algıladığım erkeklik organı, milim milim kadınlığımın ağzını gererek deliğime yerleşiyordu. Kalçalarımı iterek bir an önce ne olcaksa olsun deyip bende arkamda şehvetIe soluyan adama yardımcı olmaya başladım. Kocamın kamışının o güne kadar girebildiği yerleri çoktan geride bırakmış olan muhteşem organın daha ne kadarının girdigini anlamak için elimi arkaya attım. Allahım, daha ancak yarısı içimdeydi!.. Adam sokabildiği kadarını yeterli görmüş olmalı ki içimde gidip gelmeye başladı. Her bahar ne zaman aygırı kısraklara çeksek hayvanın şehvetle gerilmiş dev erkeklik organının müthiş görüntüsü ıslanmama neden olur ve azgın aygır kızgın kısrağın içine girdiğinde ben kendimi tutamayıp yaslanacak ne buIursam yarığımı bastırarak boşalmaya çaIışırım. İşte o anda içimde hissettiğim olağanüstü büyüklükteki organ bir azgın bir aygır tarafından düzüIüyormuş gibi hissettirerek deIice bir şehvet duymama neden oIdu. Kayınbabam henüz deliğimde gidip gelmeye başlamış, iri elleriyle memelerimi hoyratça sıkarken ben çok çabuk zirveye uIaşıp zevkIe titrerken arkamdaki erkek kalın hortumuyla hiç durmadan içimde sertçe gidip geliyordu. İri koçlarının kalçalarıma dayandığını hissederek böylesine büyük bir erkeklik organının yarığımı doldurmuş olmasının verdiği müthiş heyecanla ara vermeksizin arka arkaya ikinci defa bu sefer daha güçlü bir boşalmayla çığlık attım. ÇığIığıma uyanan Nigar şaşkınIıkIa başını kaIdırıp ´´Ne oldu yenge “ diye sorunca, cevap vermek için kendimi bir hayli zorlayıp titrek bir sesle; ´´ Bir şey yok, kötü bir rüya gördüm sadece“ diyebildim. Aynı anda aldığım inanılmaz zevkten beynimde şimşekler çakıyordu. Kızının uyanması üzerine sıkı sıkı ellerinde tuttuğu memelerimi bırakıp benden uzaklaşan kayınbabam kızın tekrar derin uykusuna dönmesiyle beni kendine doğru çekip altına aldı. Kocamın babasıyIa düzüşüyor olmanın utancıyla adamın yüzüne bakamayarak başımı yana çevirirken, memelerimi emen erkeğin derinlerime sokup çıkardığı organının verdiği dayanılmaz zevk sırasında çığlıklar atmak istememe rağmen sessizliğimi korumaya çalışıyordum. Bacaklarımı omuzlarına alan erkek artık dışarıdan gelen ay ışığında açıkça görebildiğim devasa organını ağır hareketlerle içime saplarken, beni çok etkileyen bu görüntüye dayanamayarak hayatımda ilk defa arka arkaya üçüncü defa elektriğe tutulmuş gibi sarsılarak boşalmaya başladım. Artık bittim diye
düşünürken yatağın boşta olan kısmına sırtüstü uzanan erkek belimden tutup beni
kendi üstüne çekti. Kocamla en sevdiğim pozisyonlardan biriydi bu. Adamın
avuçlarıma sığmayan organını gövdesinden kavrayıp içime yerleştirdikten sonra ağır hareketlerle üstüne oturup içime girmesini sağlamaya çalıştım. Kocam çok
hoşlandığım halde memelerimle çok fazla oynamazdı. Ama babası beni delirtecek
şekilde, yattığı yerden uzanıp onları ağzına alıyor, beni zevkten kendimden
geçirecek şekilde avuçlarında yoğuruyordu. Ben etkisi altında olduğum sarsıcı
şehvetten dolayı, takatim kesilmiş bir halde memelerimi adamın göğsüne yaslayıp
üzerine yatınca, altımdaki güçlü erkek, oğlundan çok daha farklı olarak kendini
sonsuza dek tutabilirmişçesine, içimi sertçe pompalamaya başladı. Bu seferki
boşalmam içimdeki aleti çok daha iyi hissedip, verdiği zevki hazmedebilmenin
tesiriyle çok daha uzun sürdü. Herhalde iki üç dakika kadar, sarsılıp titrerken
iliğim kemiğim boşaldı. Yaşadıklarım rüya gibiydi. öylesine rahatlamış, öylesine
mutlu olmuştum ki, artık bu işi kiminle yaptığım önemsiz bir hale gelmiş, beni
böylesine bulutların üzerinde uçuran adamın kim olduğunu bile unutmuştum. Ona
karşı sadece müthiş bir hayranlık duyuyor ve yanlızca beni sonsuza kadar bu
şekilde mutlu etmesini umuyordum. Bu hislerle altımdaki erkek hala içimi
pompalarken dudaklarına uzanıp beni öpmesine izin verdim. Dilimi ağzına alan
erkek kendi dilini benim ağzıma itince, az sonra alışık olmadığım bu
öpüşmenin çok hoşuma gittiğinin farkına vardım. Kayınpederimin boşalıyor
olduğunu belli edercesine inlemeye başlaması üzerine derhal üstünden kalkıp
içimden çıkarttığım dev gibi organını alabildiğim kadar ağzıma sokup emmeye
başladım. Ağzıma fışkıran şerbet diye
adlandırdığım döI suyunun Iezzeti oğlununkiyle aynı ama daha koyu kıvamda ve büyük bir bereketle geliyordu. Ağzıma fışkıran krema koyuluğundaki bu kıvamı, daha sulu olan kocamınkinden daha çok sevdim. İkimizde rahatlayınca, ben sevişme sırasında üstümden attığımız geceliğimi giyerken o da pijamasını giydi ve tek kelime bile konuşmaksızın dönüp her zamanki yerlerimize yatıp uyuduk. Bu ilk günah dolu ama çok zevkli aşk gecesinin sabahında, kayınbabamın komşu köyde
oturan ablası bize kalmaya gelince, tadına doymayı umduğum düzüşme hülyaları bir
süre için yine hayal olarak kaldı.
Misafir kadın devamlı aksırıyor, tıksırıyor, sabaha kadar durmadan
söylenip herhangi bir şey yaşayabilmemize fırsat vermiyordu. Zaten
kayınpederimde sanki hiç oralı değilmiş gibi bir havada sanki aramızda hiçbirşey
yaşanmamış gibi davranmaktaydı. Bir hafta bizde kalan hala hanım, Nigar`ın
kendisini de götürmesi için yalvarmalarına dayanamayıp ´´Eyi bari bir kaç hafta
bizde galsın okula da ordan gider gayrı“ demesi az daha heyacandan yüreğimi
hoplatıyordu. Demek haftalarca hiçbir kısıtlama olmadan yeni ve güçlü erkeğimle
başbaşa kalabilecektik. O gün, kayınbabam tarlada traktör sürerken ben evde kendimi akşam için hazırlıyordum. Önce kocam gittiğinden özen göstermediğim vücuduma güzelce ağda yaptım. Aslında kocam buradayken ağda yapmak için komşunun gelini Sevdayla birbirimize yardım ederdik. Birimiz diğerini ağdalarken de açık saçık şakalar yapıp çok eğlenirdik. Ama şu anda kocam yoktu ve kimin için
hazırlandığımı Sevda`ya izah edecek durumda değildim. Bacaklarımın arkaları ve
kasıklarımı aIırken biraz zorlandığım ağdayı bitirdikten sonra, güzelce yıkanıp
saçlarımı ördüm, Güzel kokmak için, kocamın geçen yaz İstanbul`dan getirdiği
parfümü de sürüp, entarimi üstüme geçirdikten sonra sofrayı hazırlayıp kayınbabamın gelmesini bekledim. Akşam vakti eve gelen hayran hayran yeni görüyormuş gibi sürekli süzdüğüm adamla yemeğimizi yedikten sonra boşalan çay bardağını elinden aldığım adam; ´´Döşeği serde yatalım gayrı demesi üzerine, heyecanla yatağı hazırIadım. Yorganı üstüne attığım yatağın üzerinde beklerken,
kayınbabamın ışıkları kapatıp üstünü çıkarmaya başladığını duyunca bende her
gece olduğu gibi karanlıkta entarimi çıkarıp çırıl çıplak vücuduma ince
geceliğimi geçirdim. Kocam varken de böyle yapar, sevişeceğimiz geceler içime
hiç birşey giymezdim. Karanlıkta yatağa uzanıp başımı yastığa koyarken bir hafta
önce yaşadıklarımın rüyamı yoksa gerçekmi olup olmadığını şimdi anlayacak
olmanın heyecanıyla beklemeye başladım. Arkası bana dönük olan adam tam ümidimi
kesmeye başlamışken bana doğru dönüp ellerini memelerimin üstüne koydu. Bir
elini bacakIarıma atıp geceliğimi belime kadar çekerek çıpIak kadınIığımı avuçIadığında uzun bir oh çeken kayınbabamın hareketIerini koIayIaştırmak için için bacakIarımı araIadım. Kadınlığımın kıllarının alınıp bebek teni gibi olduğunu farkeden erkek hızla aşağı kayıp sanki kaçacağımdan korkuyormuşçasına bir telaşla yarığımı yalamaya ve bızırımı emmeye başladı. Hayatımda ilk defa başıma gelen bu davranış üzerine, evde bizden başka kimsenin
olmamasının verdiği rahatlıkla neredeyse gibi zevkle inledim. Kadınlığımı yarım saate yakın yaIayıp beni her an boşalacak bir duruma getiren
Erkeğin iri aIetini yarığıma sokup bir an önce içimde fitili tutuşmuş olan bombayı patlatmasını ister durumdaydım. Beni yüzükoyun yatıran kayınbabam bacaklarımın üstünde diz çöküp, dev erkekliğini girişime bastırarak içime girmek için zorlamaya başladı. Dev organının baskısıyla deliğimi öyle dar
hissediyordum ki zevk almak amacıyla kocamla olduğu gibi içimdeki erkekliği
hissetmek amacıyIa bacaklarımı sıkmak zorunda kalmıyordum. Bunun ayrımına varınca, ´´İri bir erkekliğe ne kadar ihtiyacım varmış meğer“ diye düşünmekten kendimi alamadım. Artık içime yerleşmiş olan kayınbabam henüz bir kaç kere girip çıkmıştı ki ben zirveye uIaşarak yine şiddetle çığlık atmaya başladım. Benim çığlıklarıma aldırmadan belimden tutup önünde domaltan kocamın babası bütün
gücüyle içime yüklenmeye başladı. O hiç durmadan kocaman organını değişik pozisyonlarda içime sokup çıkarırken ben sanırım beş altı kere boşalmışım. En sonunda bacaklarımı omuzuna almış durumdayken, boşalacağını anlayan kayınbabam, bu sefer kendisi içimden çıkıp sıvılarını emmem için kaIın hortumunu dudaklarıma uzattı. İkimizde rahatladıktan sonra yine hiç bir şey yokmuş gibi giyinip uykuya daldık. Henüz uyumaya başlayalı yarım saat olmuştu ki kapının çalınmasıyla ayağa fırladık. Kayınbabam ´´hayırdır inşallah, bu saatte“ deyip kapıyı açmaya giderken ben ne olur ne olmaz gelen kimse odaya girerse diye hemen ikinci döşeği köşeye atıp üstüne de yorganı serdim. Eğer tek yatak olduğu görülürse kayınbabamla birlikte yattığımız anlaşılır bu da çok kötü olurdu. Kayınbabamın ´´Bak hele Menekşe aha burada kim var“ demesiyle kapıya doğru yönelirken, içeri giren asker kocamı görünce kalbim duruyor sandım. Hem korku, hem heyecan, hemde mutlulukla dolu duygularımın karışıklığıyla ´´ hoş geldin Kadirim “deyip boynuna sarıldım. Rahat etmemiz için hemen içeri girmeyen kayınbabam dışarıda beklerken, nasıl olup ta izin alıp gelebildiğini sordum. Bu arada kafam deli gibi çalışıyor, eğer kocam kırk dakika daha önce gelse babasının kalın erkekliği içimi pompalarken kolay kolay toparlanamayacağımızı
düşünerek, korkuyla dizlerimin titremesine engel olamıyordum. Kocam heyecanla
anlatmaya başladı. Sevkiyat halindeki birliği yakınlardan geçerken bu gece için
burada konaklamışlar, o` da komutanından yalvar yakar izin alıp yanlızca beş
altı saatliğine eve gelmişti.Yarım saat kadar hoş beşten sonra kayınpederimin
yatıp uyumasıyla bana hasret kalmış olan kocama biraz öncesine kadar babası
tarafından defalarca doyuma ulaştırılmış olan doygun bedenimi sunmak üzere
yatağa girdim. Hiç sevişmeksizin sabırsızlıkla içime girmeye çalışan kocam, kamışını deliğime sokar sokmaz boşalmaya başladı. AyIardır sevişmeye hasret kocam o kadar dolmuş ki benim fazIa istekIi olmadığımı farketmeksizin arka arkaya beş defa içime boşaldı. Biraz önceki dev erkeklik organının içimi korkunç zevk veren bir baskıyla doldurmasıyla şimdiki arasında öyle büyük fark vardı ki babasının muhteşem organına aIıştıktan sonra kocam içimde gidip gelirken ince kamışının içimdeki varlığına ait neredeyse hiç bir şey hissetmiyordum. Bu arada dört beş saat süren sevişmemizin sonuna doğru tekrar uyanan şehvet hislerimin tatmin edilmesine duyduğum ihtiyaç kasıklarımın ağrımaya başlamasına neden olmaya başlamıştı. Sabaha karşı birliğine katılması gereken kocam babasına da veda edip evden aceleyle çıktı.Onun gidişinden on dakika sonra, kayınbabam tuvalete inmişken diğer yatağı toplayıp yeniden üstüme binmesini istediğimi farkettirmek amacıyla geceliğimi çıkarıp yatağın üstüne koydum ve cırılçıplak yorganın altına girdim. Az sonra içeri giren kayınbabam bir kendi yatağının olmadığı köşeye, bir de yorganın üstündeki geceliğime bakarak ışığı kapatmadan ve hiç bir şey söylemeden karşımda soyunmaya başladı. İlk defa onu böyle soyunuk görüyordum. Yaşı babamla bir olmasına rağmen bir delikanlı vücuduna sahipti. Donunu indirdiğinde beni iki gecede sayısız kere boşaltmış olan dev erkekliğini çıplak olarak görerek,
organın azameti karşısında hissettiğim arzuyla çılgına döndüm. Bana gururIa çıpIakIığını sergiIerken bir tas suyu başına dken kayınbabamın çeIik gibi dikilen muhteşem erkekIiğine bakarken büyülenmişçesine, çıplaklığıma aldırmadan yataktan kalktım. Önünde diz çöküp ellerimle kavradığım bu tapılacak nesnenin ağzıma sığdırmaya çalıştığım iri başını iştahla beş dakika kadar emdikten sonra güçIü erkeğim beni kucağına alıp cam önündeki sedire götürdü. Kayımbabam perdeyi üstüme indirip arkamda kaIırken ben pencerenin sürgüsünü kaIdırarak başımı dışarı çıkardım. Günün ilk ışıklarıyla birlikte tarlaya gitmek için yola çıkan köylüleri seyreder havasında arkamdaki erkeğe domaImış kendimi düzdürüyordum. Kendi ıslaklığım ve kocamın dölleriyle vıcık vıcık olmuş yarığıma kayınbabamın iri tokmağı her zamankinden daha az zorlanarak girip her an doyuma uIaşabiIeceğim bir tempoda pompaIamaya başIadığı sırada komşu gelin Sevda bizim evin önünden geçmekteydi. Saatlerdir kocamla sevişip boşalamamış olmanın verdiği dolulukla boşalırken kendimi tutamayıp; ´´Oyy! “diye bağırdım. Kendisine birşey söyIediğimi sanan Sevda peerdenin arkasında göremediği arkamdaki erkek organını içime sokup çıkarırken, pencerenin önüne geldi ve ne istediğimi sordu. ZorIukIa biraz beklemesini işaret edip zevk kasılmalarım tükendikten sonra başımın çok ağrıdığını, kayınpederim de erkenden tarlaya gittiği için ondan isteyemediğimi, eğer evde varsa bir ağrı kesici getirmesini söyleyip, kocamın geldiği haberini de onunla paylaşmaya can attığımdan, döndüğünde ona çok şaşıracağı bir haberim olduğunu söyledim. Bütün bu konuşmalarımız sırasından kayınbabamın artık akşamdan beri iki erkekle düzüşmekten hassaslaşmaya başlamış olan deliğime iri kamışını sokup çıkarmayı sürdürmesine dayanamamaya başIamıştım. Perdeyi kapatıp bir an önce boşalabilmesi için önünde iyice domalınca, hızla içimde gidip gelmeye başlayan yaşlı aygırın fışkıracağını anlayıp, iki elimle kavradığım kalın kamışın başına ağzımı dayadım. İştahla ve zevkle ersularını yuttuğum kaynatam banyoya girip yıkanırken, bana ilaç getirmiş olan Sevdaya gece iki erkekle yaşadıklarımı sanki sırf sürpriz bir şekilde eve gelen kocamla yaşamışım gibi hikaye edip, duyduklarıyla azmaya başlayan genç kadına anlatıyordum…

HAYDAR AĞA ANLATIYOR

Oğlanı hayırlısıyla vatan hizmetine göndereli yedi, sekiz ay kadar
oluyordu.Artıkın geceleri güzel gelinimin memelerini göremiyordum gayri. Amma
velakin gece olduğunan yatağa girmek için döşeğin dibinde soyunan gelini az
bir göreyim diye gözlerimi dört açar olmuştum. Yanı başımda sabahlara kadar götü
bacağı açılmış yatan geline bakıp önümü sıvazlamaktan artık gına geldiydi.
Erkeksiz kalan kızışık gelin de ateşi arttığından olacak herhal, aynı benim gibi
üstünü başını bir açıyor bir gapatıyor, geceleri ben onun açılmış bacaklarını
gözleyip dururken, elini hep donunun içinde tutup arada bir de boğasız galmış
inekler gibi inliyordu. Kaç gece şunun üstüne bir çıkıversem ne der acep diye
kendime çok sormuştum ille cesaretim tutupta bir türlü ilişemediydim.
İneğinden çıkacak buzağı döl yatağında galmaz dirler. Bir gece nası yanıyom,
güçük haydar nası bir ayaklanmışki sormayın. Havalar da çok soğuduğu için artık
kimse tek yatamaz oldu. Aramızda benim sümüklü gız, gelin o yanında,
ben beri yanında yatıyom. Aynı döşekte yatıncası da daha bir gatlanılmaz oluyo
bu zalımın gızının azdırmasına. Neyse ki ne, işte o gece nası olduysa benim
sümüklü gız geçmiş yengesinin ardına, benim bu gelinle aramızda donumda
büyüttüğüm güçük haydardan başka kimse yoktur. Aha birde bu gancığın bütün
götünü bacağını üryan görünce ´´Oğlum Haydar bu iş buraya kadarmış, artık bundan
kelli ne olursa olsun heç umurumda değil gayrı!“ dedim ve başladım gelinin süt
gibi bacaklarına eIIeşmeye. Ben bu garının götünün aha böyle sert olduğunu heç
anlamamışım. Babam ben ellerimi apışarasına sokup garıştırdıkça avrat uykusunda
bir gıvranıyor ki ne, sanki üstüne binmiş düziyler. Dedim ki, her gece her
gece gocasınınkini yemeye alışkın garı, aylar var heç bi halt görmedi.
Dokununca kızışması arttı herhal. Aha bu galtak ben bal kutusuyla oynaşırken
ardını bana veripde yan dönünce´´ eh Haydar maşallah! önünde gıvrılan bu garıyı
aha şindi devirmezsen sana da yuf olsun! Hemen donumu ayağımdan
tekmeledim,gazık gibi galkmış haydarımı bunun kabalarının arasına dehledim.
Donunun üstünden bastırıyom ki garıyı biraz gıvamına getiriyim, sonra da donunu
yana çekip somunu fırına verecem. Nası yanıyom, ganım damarımda nası debeleniyo
sormayın. Artık bundan kelli kimseler beni tutamaz. Bunun beline elimi attım,
yumuşak garnını okşayarak cıbıldak olduğunu çok eyi bildiğim gocaman memelerine
uzanıp sıkmaya, uçlarını parmaklarımda ufalamaya başladım. Böyle avucum içinde
iri toplarını bi sıktırmışım ki, gelinin ağzından bir oh sesi çıkınca, ´´aha
tamam!“ dedim bu garı gıvama geldi. Heç beklemeden donunu duttuğum gibi aşağı
çektim. Donunu çıkartırkene heç de birşeycik demeyen galtak, şincik önümde
geceliği sırtına kadar sıyrılmış, yuvarlak götünün kanatları haydarımı içine
almaya hazır, anadan üryan duruyordu. Benim avrat öleli üç sene oluyor. Bir sene
de hasta yattı, etti sana dört sene.Yani tam dört senedir benim haydarım bir
sıcak yuva görmedi. Nasıl ki gelinimin daracık deliğine yüklendim, şöyle bir
baksan aha bu buraya girmez dersin. İlle bu garı gısmının alışı çok guvvetlidir
gocca çocuğun çıktığı yere aygırınkini soksan girer. Benimki ne ki otuz
santimlik birşey! Biraz da galın emme garılar da böyle sever zati. Neyse ne, ben
bunun deliğine yükleniyom ama garıda bi ıslanmaya başladı ki sorma. Kaygan
kaygan deliğin içine santim santim döşendim. Baktım garı da içine almak için
geriye abanıyor. Birde elini uzatıp haydarımı gövdesinden gavrayınca, oyyyy anam
ben böyle ateşli avradı bulunca bir coştum bir coştum ki, başladım önümde
zevten inleyen gaItağın deliğine hızla pistonIamaya. Garı da yanarmış meğer.
Daha ben koçlarımı yarığının dudaklarına anca vurmaya başlamıştım ki, bunda bir inleme, bir ah`lar, bir oh`lar, çığıraraktan geImeye başladı. Azgın garı böyle bağırınca, benim sümüklü gız uyanıp ´´ne oldu yenge?
“ diye sormasınmı! “Anam nası kendimi çabucak geriye aldım ki, gız geline
bindiğimi görecek gorkusuyla! Allahtan gelin sümüklüyü bir iki şey söyleyip
avuttu da gız hemencecik yine uykuya daldı. Eh artıkın gelinin bu işe hevesli
olduğu da belli olmuştu gayrı. Gancığı altıma alıp güçük haydarımı dayadığım gibi
kızışık deliğine geçirmeye başladım. Bu avradın günah gapusu öyle dardı ki,
içine girip çıkarken istesemde çok hızlı sokup çıkaramıyordum. Halbuki benim
rahmetli avradımın sevap gapusu, hele iki çocuk doğurduktan sonrası tam da benim
odunuma göre olmuştu. Kabalarının ardına geçip vurmaya başladımmıdı, benim
karının çıplak götünden çıkan şapıldak sesleri avradımın inlemelerine garışıp
bitişik evlerden duyulur, gomşular ´´Haydar ağa gene garıya biniyor“ diye
birbirlerine gıskançlıkla haber verirlerdi. Tabi rahmetli de yeni gelin olduğu
zamanlarda aynı bu gancık gibi sıkıydı. Zamanla düze düze deliğini genişlettim.
Evelalah gelinimi de kifayetli becerebilirsem onu da açarım. Neyse ne! Bu
galtağın bacaklarını omuzuma aldığım gibi, içine yüklene yüklene pistonlamağa
başladım. Yüzünü yana çevirip oh`layan gelinim bir ara kendine soktuğum allame-i
cihanı görmek için başını galdırınca bende az biraz doğrulup içine basarken
daha iyi görsün istedim. Bu garı çok yamanmış yahu. Benim haydara bakarkene
birden gene inleyip boşalmaya, dar deliği haydarımı sıkıp sıkıp bırakmaya
başladı. ´´Guçük Haydarıım! “ dedim, sende daha iş bitmemiş leeenn. Ne
avratlar gömersin daha hele leeeeyyyyy!! Artıkın abazalık bitmişti gayrı.
Benim gelinim gaynatasına böyle verici olduktan sonra ben bunu her gece düzmezsem namerdim. Bu gahpeyi gocasıyla her gece gözlerken en çok da hoşuma giden, aha bu avradın oğlanın üstüne binip at üstünde gider gibi zıplamasıydı.´´ Ula zalımlar ! “ derdim, nerden buldunuz bu şekli!. benim bu yaşta ne görmüşIüğüm var ne yapmışIığım!“ Anlayacağınız içimde ukde olmuştu bunu yapmak. Eh hazır fırsatını bulmuşken bir de kaynatanın üstünde zıpla diye gelinimi sırtüstü yattığım gibi üstüme çektim. Galtak işi biliyor tabii. Üstüme çıkıp da haydarımı başından gavramasıyla deliğine oturttu. Zevkten mest olup içimden ´´ Yirim senin o gurban olduğum ellerini ! “ dedim. Onca yıllık evliliğimizde rahmetlinin benim haydara bir kerecik dokunduğunu bile bilmem. Anam, garı üstümde inip galkarkene yıllardır her gece garanlıkta gocasıyla düzüşürken gözlediğim, rüyalarımda da emmelere doyamadığım memeler yüzüme doğru salınınca bi heves diplerinden gavrayıp meme başlarını ağzımın içinde ak**e şekeri gibi emmeye başladım. Garı otuz santimlik haydarımın üstünde inip galkmaktan yorulup kendini üstüme goyverdiğinde ben galçalarından gavrayıp içine allah ne verdiyse geçirmeye, koçlarımı kabalarına vurdurmaya goyuIdum. Gurban olduğum gelin çığırmasıya başIayıp koIIarını bana sararkene yeniden gelmeye başladı. Herhal bu seferki çok yaman olmaliydi ki, içine döşenirken dakkalarca gasılması inlemesi bitmedi. O sıra artık benden utanması da bitmiş olmalı ki, her zaman hele bir öpsem ki ne öperim dediğim leblerini uzatınca heç bekletmeden kırmızı buselerini
dudaklarımın arasına aldım. Benim rahmetli hep bana ´´ Haydarım benim
dudaklarımı ısır, dilimi em gurban olurum sana “ diyerekten bayıldığı
öpmelerime gelinimde layıktır diyerek heç kendimi sakınmadan, şeker gibi tatlı
dilini ağzımda erittim. Artıkın benimde nefsimi tutacak dermanım galmamıştı
gayrı. Bir oh çekip çeşmenin vanasını açtım. Abov bu zalım gelin gocasına
yaptığını bana da yapıp altımdan galktığı gibi haydarıma sarılmazmı! Ağzına
dayadığım bostan çeşmesinden akan bütün döllerimi şapırdata şupurdata yutuverdi azgın gaItak. Gardaş heç yalan demiyim bu yaşa kadar heç böyle bir şey başıma gelmemiş. Benim belim mi geldi, yoksa canımdaki bütün kan emilip gurudummu ne oldum bilemem gayrı. Aha bu zalım gelin onbeş yaşında kısrağa ilk defa binen genç aygırIar gibi gendimi bir toy, bir acemi hissettirdiki ne, garı emip ağzından tükürecek sandığım tohumlarımı yuttukça daha bir coştum. bunca yıllık
hayatımda ben böyle belimin geldiğini hatırlamıyom. İşimiz bitipde nefsim az biraz soğuyunca garşımda duran gancık gözümde yine oğlumun garısı gelinim oldu.
Gelinimin önünde anadan üryan durup onu da altımda cıbıldak görmekten utanıp bi
acele üstümü geyindim ve heç gonuşmadan yattım. . Ertesi sabahınan ablamgil bizde galmaya gelince yeni gavuştuğum avratla bir
hafta elleşmeye yol bulamadım. Bacım köyüne dönüp yanında benim sümüklü gızı
da götürünce bizim eve bayram erken geldi. O sabah erkenden tarlaya gittiydim
iIIe akşama yatak güreşi var deyi, kendimi çok da yormadım ha! Eve vardıydım ki
benim gancık gelin misler gibi kokuyor. Belli ki iyice yıkanmış paklanmış, kaynatası için kokular sürünmüş.İçimden ´´yirim seni gelin, gurban olurum diri
memelerine! “diyom ama kendine heç bir şey belli etmiyom ki yüz göz olmayak
gayrı. Çayları da içip vakit gece olunca; ´´Gayrı döşeği serde yatalım“ dedim. Galtak yiyeceği malın hevesiyle bi çırpıda yatağı döşeyiverdi. Oracıkta
gelinin yanında soyunuverdim de bir donum üstümde yatağa girdim. Gızışık gelin
de ışıkları gapatıp, döşeğin kenarında üstünde ne var ne yoksa soyup geceliğini
üstüne geçirdikten keIIi döşeğin ötesine gıvrıldı. Hemen elleşmedim ki garı biraz dutuşsun deyi. Ula gardaş baktım ki ne, avrat dönmüş yatıyo, galtak uyuya
galmasın diye hemen üstüne gıvrılıp, bir elimi donbul memelerine, bir elimi de
günah gapusuna attım ki ne, bu senin zalımın gızı çoktan heveslenip beklermiş
zağar. Hemencecik geceliğini sıyırıverdi ki altındaki cıbıldak çiçekli kabağını
apazlayam. Anam babam o tüysüz şeftali gibi, tüylerini neyin yolduğu kuş yuvası
sıcak sıcak elime bir deyince nası hoş oldum bilemen gayrı. Bunun bal gutusuna
ağzımı dayadığım gibin çeşmesinden akan bütün ballarını emmeye başladım. Azgın
gelinim gızışmış köpekler gibin inliyor bağırıyor, o böyle aygır isteyen
gısraklar gibin kişnedikçe, ben daha bir coşup dilimi dar deliğinden içeri
sarkındırıyom. Baktım ki ne garı tam da gıvamına gelmiş, gayrı malı yuvaya
koyma vaktidir deyip, bunu döşeğe yüzüstü serdim. Kabaları önümde döşeğe
yapışmış galtağın yuvarIak kabaIarına dayadığım küçük Haydarı dehleyince, santim santim gaydırıp geIinin misafir odasına yerIeştim. İçimden; ´´Ula namıssızın gızı sen düzülmek mi isteyidin ha! al sana düzüşme “ deyip vurmaya başladımdı ki garı bi bağırış, bi figan, hemen beli gelmeye başladı. Babam önüme yayla gibin yatan böyle ateşli garıya ben nası doyarım deyip, belinden tuttuğum gibin önüme domaltmışım. O zevke gelmiş çığırıyor, ben içine döşüyom. Bunun altına yattım, üstüne çıktım, bacaklarını omuzladım, ayağa galdırdım, velhasıl aklıma nasıl geldiyse öyle, nerden baksan üç saat neyin düzdüm. Garı çığırıp inlemekten yorgun düşünce, artıkın içirivereyim saleplerimi deyip, benim çeşmeli tomruğumu gelinimin gırmızı dudaklarına dayadım. Ohhh ne de güzel emermiş gamışımı benim gınalı geliniiim! Tüketti gaynatasını, guruttu çeşmesini! Saldım kendimi döşeğe, üstüme esvabımı geçirdim heç söyleşmeden bi datlı uykuya daldım ki ne sormayın.
Daha uykuya düşeli bi saat neyin oImuştu ki evin gapusu deli gibin çalınca, ´´Bismillah, ulen kim ola ki bu saatte“ deyip gapuya çıktım ki ne, abooovv benim asker oğlan, içerdeki garının gocası gapuda dikilmiymi! Biliyom suçluyum, garısını akşamdan beri düziyim, garı hala düzüştüğüm yatakta mest olmuş yatar. Belli ki koyun koyunaydık, ortada başka yatak yok! İlle ne edem, renk vermeyip oğlanın boynuna sarıldım. Nasıl gelebildiğini falan sorup oyalıyom ki ne, içerideki avrat da kalksın toparlansın. Neyse, ben bunu içeri alırkene geline ses ettim bak kim gelmiş diye, kendim de girmiyom ki hem bunlar hasretle
goklaşsın hemde yerde bir tek döşek var, oğlan görüpte huylanırsa ben de
uyumuyordum deyi yalan atacam. Neyse ki ne, az sonra odaya girdim ki, ula bu garı
çok yaman. Akıllı galtak gaşla göz arasında bi döşek daha sermiş yere. Öyle bi
içim rahatladıki, oğlanla biraz hoş beş edip sabaha garşı sefer durumundaki
bölüğüne geri döneceğini öğrenince, bu ziyaretinin asıl sebebi hikmetini
anlayarak ben uyuyom gayrı deyip kendi döşeğime uzandım ve oğlan saatlerdir
benim haydarımın günahıyla döşendiği yuvaya gavuşsun deyip arkamı döndüm yattım.
İlle bir yandan bu gahpeyi düzülürkene görmeye heves ediyondum. Bu benim yiğit
oğlan garıyı sabaha gadan uyutmadı vurdu da vurdu, ille akşamdan gaynatasının
altında guzusunu gaybetmiş goyunlar gibin çır çır çığıran orospu gelin, aha
yalanım varsa sabaha çıkmıyım, oğlan üstünde debelendikçe gık bile demedi.
Zağar bu garıyı çok doyurdum deyi düşündüm. Sabah ışığı tan yerinde ağarırkene
asker oğlum garısının goynundan galkıp beni dürterek, baba ben gidiyom deyince,
galktım elimi öpüp helalleşen oğlanı kapıdan yolcu ettim. Birliği yola çıkmak
üzereymiş bi tez yetişmek için fırladı gaçtı. Gapuyu gapatıp arkamı döndüm ki
ne, yatıp az daha uyuyacam hele baktım ki ne benim döşek galdırılmış gelin kendi
yatağına girmiş geceliği yorganın üstünde serili. Ula dedim bu garı ne doymaz
aşifte böyle. Akşamdan beri baba oğul basıyoz hala doymadı gancık. İlle ben
sabaha gadan onları gözlerkene bi azmışım bi azmışım ki bide bu gahpenin
cıbıldak haliyle beni yatağına beklediğini görüncesi haydarım gene bi
heybetlendi hadi gayrı ökseye tutulmuş guş gaçamaz deyip üstümde ne var ne yoksa
atıp anadan üryan soyundum. Benim cihan pehlivanı güçük haydarım önümde
dikiliyken, zalım gelinim yataktan galktığı gibi memelerini zıplata zıplata
kendini önüme attı. Rahmetli ye çok yalvarırdım; ´´Hele bir ağzına al gurban
olduğum“ diye de, yanaşmazdı. Bu benim yaman gelin haydarımı duttuğu gibin,
boğazına gadan sokup çıkarmaya başladı ki ne, zevkten ölüyim sandım. Az biraz
emdirdikten sonra bunu pencere yanındaki sedire domaltıp vıcık vıcık olmuş sıcak
deliğine bir dayandım ki peh peh. Buna arkadan basarkene galtak gelin perdenin
arasından gafayı çıkarmış dışarıyı gözlüyor. Az biraz sonra benim azgın gısrak
bir inlemeye bir kişnemeye başladı ki, oğlanın saatlerce boşaltmayı beceremediği
garıyı ben on dakkada boşalttım. Hem önümde gıvranıp hemde inleyen galtak
pencerenin önünde duran biriyle gonuşmaya başlayıncası gulak gesildim ki ne,
bizim pencerenin önüne dikilen İsmailgillerin gelini Sevdayla hasbihal ediyler.
Ula bu Sevda gelinde de bir göt vardır ki ne, tarlada eğildiği zaman, iki tane
garpuz içine sıkışmış gibin şalvarını şişirir. Bu manzarayIa nefsimi
dutamam tarlayı bırakıp, bu Sevda galtağının kabalarına vurduğumu hayallenip,
dere kenarında güçük haydarı tokatlarım. Ben bu iki namıssız kızışıkların
seslerini beraber duyunca daha bir keyiflendim. Bunlar aralarında mırıldaşırkene
geline arkadan yavaş yavaş sarsmadan gömüyom ki ne, neredeyse galtağın içine
boşalacam. Neyse garpuz götlü gidince, beline bastırıp kabalarını iyice
çıkattığım garının hızla vurdum içine sopamı. Artık duracak dermanım galmamıştı
ki, nargilemi uzatıp üflesin diye leblerinin arasına verdim. Artıkın bundan
kelli ya benim çeşme kuruyana gadar ya da oğlan askerden gelene gadar, benim
güçük haydarla, azgın gelinimin kızışık deliği açlık yokluk çekmeyecelerdi
gayrı…

MENEKŞE ANLATIYOR

Kayınbabamın ablası gene bize kalmaya gelmişti. Dul olduğu için
bekleyeni olmayan yaşlı kadın, rahmetli kocasının köyüne dönmekte acele
etmiyordu. Bir ay oluyordu ki bizi hiç bir yerde yanlız koymayan kadın yüzünden
kaynatam da bende sevişmeye hasret kalmıştık. Bir gün evin bahçesine yayılmış
oturuyorken kayınbabam ablasına; ´´Yahu çocuklar üç yıl oldu evereli hala bi
torun veremediler. Belki de gelinin bir arızası var. Ben bunu şehirdeki bir
doktora götüreyim de hele, bir hal çaresine baksınlar“ deyince, kadın; ´´eyi
olur Haydar. Aha şu Meliklerin gelinde beş yıl çocuk yapmadıydı da şeher yerinde
Tabip Hoca Efendiye götürüverdiler, senesine galmadan ilk bebesini eline
aldıydı.“ diye cevap verdi. Ben nereye gideceğimizi anlamamıştım ama kayınbabam
on beş gün ya da bir ay orda kalırız deyince, yüreğim sevinçle çarpmaya başladı.
Erkeksizlikten nihayet kurtulacaktım! Halanın kocasının yeğeni büyük kamyonlarda
şoförlük yaparmış. Adamın yakında İstanbul`a gideceğini söyleyen hala, bizimde
onunla beraber gidebileceğimizi böylece yol parası da vermeyeceğimizi söyleyince
yola çıkacağımız günü iple çekmeye başladım.
Akşam karanlığı çökerken köy yoluna giren dev gibi pırıl pırıl kamyonu
görünce çok şaşırdım. Meğerse taze meyva ve bozulabilecek gıda maddeleri
taşıdıklarından, mallar yaz sıcağında bozulmasın diye soğutmalı dolapları olan
böyle dev gibi tırlarda taşıma yapılırmış.
Daha önce hiç görmediğim halanın kocasının yeğeni olan Cihan orta boylu
güçlü kuvvetli görünüşlü, sessiz bir adamdı.Yola çıkmadan önce bize şoför
koltuğunun arkasında yatacak bir bölüm olduğunu gösterince daha da şaşırdım.
Kamyon değil ev gibiydi sanki. Bavullarımızı yerleştirdikten sonra heyecanla
yola koyulduk. Ben cam kenarına kaynatam da Cihanla aramıza oturarak gece
yarısına kadar yol aldık. Arada sırada dikiz aynasından Cihan`ın beni dikkatle
süzen bakışlarını görüyor, adamın benden etkilendiğini anlayıp bu durumdan hem
biraz utanıyor hemde uzun zamandır geceleri kaynatamla yaşadıklarım hariç, bir
erkeğin beni böyle arzuyla süzmesine uzak kaldığım için bu durum hoşuma
gidiyordu. Kayınbabam yanımda uyuklamaya başlayıp başı göğsüne düşünce Cihan;
´´Dayı, istersen sen geç arkadaki yatakta uyu, İstanbul´a gelince seni
uyandırırız“ deyince, kayınbabam arkaya geçip horul horul uyumaya başladı.
Şimdi, yabancı olduğum, adeta yiyecekmiş gibi devamlı bana bakan bir adamla
gecenin karanlığında yanyana oturur olmuştum. Adam bir eliyle direksiyonu
tutarken bir elini de önüne koymuş hiç utanmadan erkeklik organını sıvazlıyordu.
Şöyle gözümün ucuyla bir bakınca, bacağını dizine yakın yere kadar okşayan
adamın, kendi avucuna ancak sığan kalınIığı ayırdedince o anda kaynatamınki
aklıma gelip´´acaba hangisi daha büyüktür“diye düşünmekten kendimi alamadım.
Bir iki saat sonra, şoför Cihan kamyonun ön camına içerden yapışık duran
nazarlığı kendine daha yakın tarafa yapıştırmamı söyleyince, vakumlu lastiği
camdan çekip nereye yapıştırmamı istediğini sordum. İşaret ettiği yere
ulaşabilmek için ona doğru bir hayli yaklaşıp, dediğini yaptıktan sonra da
sanki kaçıyormuş gibi olmasın diye olduğum yerde kaldım. Şimdi, adam vites
değiştirirken dirseği bacağıma çarpıyor, eliyle önündeki kalas gibi şeyini
sıvazlarken, dirseğini bacaklarıma doğru eğip apışarama değdirmeye çalışıyordu.
Yaptıklarından hem ürkmüş, hemde biraz tahrik olmuştum. Arkamızdan uyumakta olan
kaynatamın horultuları gelmeye devam ederken, adam pantolonunun fermuarını
indirip elini içeri atınca tedirginlikle pencereden yana kaydım. Hiç umurunda
değilmiş gibi elini soktuğu yerden dev gibi şeyini dışarı çıkardı. Tamamen dışarı çıkardığı erkekliği beni aylardır beceren kayınbabamınkinden daha uzun değildi ama kesinlikle aynı kaIınIıktaydı. Artık alenen beni taciz etmeye başlayan bu ahlaksız adamı durdurur ümidiyle tuvalete gitme ihtiyacımın olduğunu söyledim. Amacım kamyonu durdurup, kamyonun hareketsizliğinin kayınbabamı uyandırmasını sağlamaktı. Bir müddet kamyonu sürmeye devam eden şoför bana dönüp büyük bir utanmazlıkla, büyük abdestiminmi yoksa küçüğününmü geldiğini sordu. Ben yüzüm kızarıp küçük derken ona göre bir yerde duracağını söyleyerek yoldan çıkardığı kamyonu karanlık ve ıssız bir ağaçlığın kenarında durdurdu. Bana dönüp fazla uzaklaşmadan kamyonun arkasında işimi görebileceğimi söylerken elinde damarları patlayacakmış gibi duran organını sıvazlamaya devam ediyordu. Bu arada umduğumun tersine kaynatam araba durduğunda uyanmamış, aksine horlama sesleri daha çok duyulmaya başlamıştı. Kamyonun ağaçlık olan tarafına giderek gerçekten uzun zamandır beni sıkıştıran çişimi yapmak üzere şalvarımı indirdim. Öyle bir rahatlıyordum ki önümden tazyikle fışkıran çişim altımdaki toprağın üzerinden yolun kıyısında ki çukur yere doğru akıyor, kamyondan gelen ışıkla da şıkır şıkır parlıyordu.
Rahatlayınca silinmek için birşeyler almadığımı hatırlayıp, bir müddet yarığımdan sızan damlalar tükeninceye kadar bekledim. Aniden, hemen yanı başımda birinin durduğunu farkettiğimde korkuyla çığlık atıcaktım ki Cihan; ´´Benim yenge korkma“ dedi. Ben; ´´Daha işim bitmedi git“ dememe aldırmadan; ´´yenge kağıt mendil getirdim“ deyip çömeldiğim yerde elime tutuşturunca, o anda ne yapacağımı şaşırmış durumda elime uzattığı mendili aldım. Pantolonunun önüne bakıp koca organının hala dışarda olduğunu görünce telaşla hemen önümü sildim. Ayağa kalkıp şalvarımı çekerken kolIarımı tutan adam kaIçaIarım çıpIak OIarak
ayağa kalkmama neden oldu. Ben; ´´Ağam biraz bekle de toparlanayım“ derken,
adam ardıma geçip arkamdan koIIarını beIime sararak beni kendi önüne çekti. Kendimi kurtarmak için debelenirken, önündeki kalın şeyini kaIçaIarımın arasına yasladığını hissettim. Kaynatam uyanıp bu rezaleti gördüğünde olay çıkar korkusuyla bağırmayışımı düzüImeye razı olduğuma yormuş olmalı ki, bedenimi karşı koyamayacağım kadar güçlü kollarıyla sarıp beni öne doğru eğdikten sonra, çıplak kalçalarımın arasında bütün hışmıyla dikilmiş kamışını kadınlığıma sokmak için uğraşmaya başladı. Bir an nefesim tıkanınca bacaklarımın dermanı kesildi ve dizlerimin üstüne çöktüm. Kalçalarıma sıkı sıkı sarılıp ardıma geçen erkek dev gibi kamışının başını tükürüğüyle ıslatıp kadınlığımın girişine bastırmaya başladı. Kaynatamınki bile ilk girişinde bu kadar içimi germemişti. Ben artık ne olursa olsun belki bir an önce boşalırda bırakır diye önünde uysalca domaldım. Adam içimi yakan bir hızla kalın organını sertçe sokup çıkarırken, duyarlı kadınlığıma diri bir erkeklik
organıyla yapılan bu sıcak temas ister istemez zevk almama neden olmaya başladı.
Artık deliğim ıslanıp kayganlaşmış, adamın organı içime girip çıktıkça,
kadınlığımdan sızan zevk sıvılarıyla ıslanan tenlerimizin hızla çarpışmasından
çıkan sesler kamyonun motor gürültüsüne karışıyordu. Ben daha fazla dayanamayıp,
neredeyse bir aydır düzüşememiş oImanın açIığıyIa hasret kaldığım boşalmalara bir yenisini eklemeye başlamıştım. Arkamdaki adamı şımartmamak için çok zevk aldığımı fazla hissettirmemeye çalışıyor, ama yine de boşalırken ağzımdan kaçan inlemeye engel olamıyordum. Aslında yeni bitmiş olan adetimin gerginliği üzerine bu güçlü boşalma çok iyi gelmişti. Bedenim kuş gibi hafiflemiş, yaşadığım zoraki ilişkiye rağmen, kendimi mutlu hissediyordum. Arkamda içime sokuIan devasa erkekIik uzvunun damar gibi atmaya başlamasından, adamın boşalmaya başladığını anladım. Kalçalarımı kaçacağımdan korkuyormuşçasına sımsıkı tutan erkek, çaresizlik içinde bir zavallı gibi inleye inleye içime boşalırken, eğer şartlar böyle olmasaydı ona kendimi isteyerek verebileceğimi çok iyi biIiyordum. İçime akıttığı döller tükenip tamamen rahatladıktan sonra yaptıklarından biraz utanmış görünen Cihan; ´´Yenge kusura kalma, benim hanım iki senedir hasta. Artık kendimi tutacak halim kalmamıştı“ deyince; ´´Olan oldu artık geri dönüşü yok“ dedim. Ama bir yandan da gözüm hala hiç boşalmamış gibi dikilen aIetine takılıyordu. Benim orasına baktığımı görüp; ´´Öyle doluyum ki bir köy dolusu avrat getirseler doymam herhalde“ diye söylenirken şalvarımı çekip içimden akan yapışkan sıvılara aldırmadan kamyona, şoför koltuğundaki yerime geri döndüm. Gece yarısına doğru kamyonun radyatörü arızlanınca geceyi geçirmek üzere yol üzerinde bir otelde oda tuttuk. Ben çok uykum geldiği için odaya girer girmez yatıp uyudum. Tam dalmak üzereyken kayınbabamın Cihana hitaben;´´ Nasıl iyimiydi?“ dediğini duyar gibi oIduğumda ne demek istediğini uykulu halimle kavramaya çalışırken uyuyup kalmışım. Saatler sonra, odadaki erkek seslerinin yoğunluğu üzerine başımı kaIdırıp bakıp kayınbabamın yanındaki Cihan´ın dışında iri yarı iki erkek daha görünce neler olduğunu anlamak üzere doğruldum. Kayınbabamın etrafında cihandan başka üç dört erkek daha vardı. Kayınbabamın bana bakıp uyumaya devam etmemi az sonra çıkacaklarını izah eden eI koI hareketinden sonra uyku haliyle zaten sersem gibi olan başımı yastığa gerisin geri koyup uyumaya devam ettim. Gerçektende az sonra kapının kapanıp odanın sessizliği geri dönerken derin bir uykuya teslim olmuştum.
Üstümde iri yarı bir erkeğin ağırlığını hissettiğimde yüzükoyun
uzandığım yumuşak yatakta aniden gözlerimi açtım. Üstümdeki her kimse başını
omuzuma gömmüş, eteğimi belime doğru çekmeye çalışıyordu.
Bir an kayınbabam olduğunu düşünsemde adamın içki kokan nefesini hissedince
kayınbabamın içk**en nefret ettiğini hatırlayarak, Cihanın yoldaki tecavüzüyle
yetinmeyip bir pundumunu bularak yine aynı şeyi yapmak istediğini düşündüm.
Ağırlığını öyle bir güçle üstüme bindiriyordu ki, kıpırdamak bir yana nefes
almakta bile güçlük çekiyordum. Aslında ben de erkekliği güçlü, olağanüstü
irilikte bir kamışa sahip olan bu erkekle bir kez daha düzüşmekten çok zevk
alacağımı biliyor ve hiçde karşı koymak gibi bir düşünceyi aklımdan
geçirmiyordum. Bu duygularla, adamın geceliğimi sıyırdıktan sonra külodumu
çıkarmaya çalışmasına kendimi hafifçe kaldırarak yardımcı oldum. Erkeğin kendi
fermuarını indirip çıplak kalçalarıma organını bastırdığı anda kamışının
temasını hissettiğimde ise şaşkınlıkla organın boyutlarının ne kayınbabamınki,
ne de Cihanınkine benzemediğini farkederek panikledim. Kalçalarıma dayanan şey
kocamınkinden bile ufak gibiydi. Ancak bu küçük erkeklik organı büyük olanlardan
çok daha çabuk deliğimden geçip engel olmaya çalışmamın çok geç olduğu bir durum
yaratmıştı bile. Kim olduğunu bilmediğim erkek hızlı hızlı kucağını kalçalarıma
çarptırarak kamışını içime sokup çıkarmaya başladığında neredeyse büyük erkeklik
organlarından aldığım zevkin aynısını aldığımı şaşkınlıkla hissederek ıslanmaya
başladım. Ben henüz zevk almaya balamış, erkeğin içimi pompalamalarının devamını
ister bir duruma gelmişken, meçhul erkek adeta bir köpek gibi hırlayarak içime
boşalmaya başladı. Üstümden kalkıp gitmeye hazırlanırken gözgöze gelmeye
çekindiğim adamı görmemek için başımı yastığa gömdüm. Açılan kapının önünde iki
kişinin fısıldaştığını duyarak geceliğimi indirip çıplak kalçalarımı örtme
çabam sırasında odanın içine yöneIen ayak sesleriyle gerildim. Şimdi karanlık odada en az iki kişinin varlığını hissediyordum. Üstlerinden çıkardıkları giysilerin yerlere atılırken çıkardığı sesleri duyduğumda kurtulmanın çok zor olduğu bir toplu tecavüz olayının kurbanı olacağımı hissederek korkuyla karışık bir heyecanla başımı iyice yatağa gömdüm. Sağımda ve solumda iki kişi ellerini
altımdan uzatıp memelerimi ve karnımı hoyratça sıkmaya başladı. Yatağın üstüne
tımanan üçüncü bir kişinin geceliğimi belime doğru sıyırmasına engel olamadığım
bir tepki hissiyle karşılık vererek, başımı kaldırıp etrafıma baktım. Karanlıkta
görebildiğim çırılçıplak, en az yedi sekiz erkek önlerinde sallanan sertleşmiş
organlarını sıvazlayarak yatağımın etrafında sessizce sıra bekler gibi dizilmiş,
benimle uğraşmakta olan diğer üç kişiyi izliyorlardı. Üstüme çıkıp kemik gibi
sert kamışıyla aniden kadınlığıma giren ufak tefek adam, kalçalarıma yapışıp
mütemadiyen kendini bana bastırırken neredeyse hiç sokup çıkarmadan içime
boşaldı. Sağ tarafımda kamışını yüzüme sürmekte olan adam diğerinin işinin
bittiğini anlayınca onu sertçe üstümden iterek beni sırtüstü dönmeye zorladıktan
sonra bacaklarımın arasına girdi. Sersemlemiş bir vaziyette çok hızlı gelişen
içinde bulunduğum berbat durumda ne yapacağımı bilemeden etrafıma bakıyordum.
İçerdeki erkek kalabalığına rağmen odada tam bir sessizlik vardı. Üstümde işini
bitiren kapıdan çıkıp gidiyor, ama odadaki kalabalık hiç azalmıyormuş gibi
görünüyordu. Kayınbabam ve Cihanın nerede olduğunu, bu durumdan beni kurtarıp
kurtarmayacaklarını düşünürken sanırım yedinci olan adam yanıma yatağa uzanıp
beni ters oIarak üstüne çıkmam için zorladı. Adamın üstüne çıktığımda organının deliğime temas etmesiyle irkildim. Kesinlikle elimi yumruk yapıp deliğimden geçirmeye çalışıyormuş gibi bir zorlanmayla birlikte, müthiş gerilmenin yarattığı acıyla karışık korkunç bir zevk patlaması yaşadım. O ana kadarki altı erkekle
yaşadığım birleşmeler beni farkında olmadan boşalmanın kıyısına getirmişti.
Hayatımdaki en kalın erkeklik organı olduğuna yemin edebileceğim aIIame içimde
gidip gelmeye başlarken ben arka arkaya boşalmaya başladım. Öyle bir an geldi
ki, eğer adam aynı hızla sokup çıkarmaya devam etse çığlık atmaya başlayacaktım.
Bereket beni kendine çekip kalçalarıma sarılan adamın içimi adeta bir su kabağı
gibi dolduran kamışının çok rahat hissedebildiğim kasılmalarla tohumlarını
boşalttığını hissederken rahat bir nefes aldım. Ama altımdaki erkek boşalmasına
rağmen dev gibi aletini içimden çekmeyip kendisini kolundan çekerek aItımdan kaIkmaya zorlayan bir diğerine usulca ´´ Arkasına gir“ darken beni yüzüne doğru çevirdi. Önce arkasına gir`in ne anlama geldiğini kavrayamazken, yatağa tırmanan diğer erkeğin kalçalarımın arasına yerleştirmeye çalıştığı sert organını hissedince arka deliiğimi sıkıp adamı engellemeye çalıştım. Ancak hala içimde duran amansız kalınlıktaki kamışın yarattığı gerginlikten dolayı kaslarıma hakim olamıyordum. Hiçbir erkeğin o güne kadar girmeyi teklif etmediği deliğime şaşırtıcı bir kolaylıkla giren adamın alışık olmadığım yerimde hissettiğim organı içime girip çıkmaya başlarken hiç ummadığım şekilde bundan zevk aldığımı hissederek, kendimi içimi dolduran iki erkeğin verdiği müthiş zevke teslim ettim. Saatler geçmiş, üzerimden
yaklaşık oniki onüç erkek geçmişti. Herkes odadan çıkıp ben artık beni rahat
bırakacaklarını düşünürken otelin resepsiyonunda gördüğüm küçük oğlanın içeri
itildiğini gördüm. Çocuk ondört on beş yaşlarında olmalıydı. yatağın yanına kadar gelip pantolonunu indirince onun bile beni düzmesine direnebilecek gücümün
kalmamış olduğunu hissederek geceliğimin indirdiğim eteklerini yeniden yukarı
çektim. Yatağın çarşafları içimden akan erkek dölleriyle vıcık vıcık olmuştu.
Bacaklarımın arasına giren oğlan ne yapacağını bilmez bir kararsızlıkla acemice
üstümde hareketsiz durunca ben uzanıp oğlanın yaşına göre iri ve uzun olan borusunu başından tutup içime yerleştirdim. Üç kere arka
arkaya içime boşalıp beni defalarca boşaltan o olağanüstü iri kamışlı adamdan
sonra saatlerdir diğer erkekler tarafından düzülürken, kıyısına kadar gelmeme
rağmen bir daha tatmin olamamıştım. Bu çok genç çocuğun oldukça hoşuma giden
iri kamışının ellenmemişliği ve adeta bir kız gibi tüysüz bedenini karanlık ve
sessiz odada yanlız olarak ele geçirmiş olmanın keyfiyle oğlanın kırmızı
dudaklarını ağzıma alıp biçimli sert kalçalarını sıkarak içimi yavaş yavaş
pompalamasını sağlamaya başladım. Gözlerini merakla yarığıma girip çıkan kamışına dikmiş olan çocuk benim yönlendirmelerime büyük bir yetenekle uyum gösterip uzun aletini o gece hiçbir erkeğin ulaşamadığı kadar derinlerime sokmaya başladı. Oğlanın sürmeli yeşil gözleri o kadar güzeldi ve yüzü öylesine pürüzsüzdü ki kendimi adeta erkeklik organı olan bir kızla sevişiyormuş gibi hissediyordum. Hırpalanarak geçirdiğim son dört beş saatten sonra son derece yumuşak, hakimiyeti elimde tutarak sürdürdüğüm benzersiz düzüşme bir saat kadar sonra oğlanın arka arkaya dört, benim ise sakince ama olağanüstü doyumlu olarak bir kere doyuma uIaşmamIa sona erdi. Son fışkırmasından sonra nefes nefese göğsüme kapanan çocuğun başını memelerime bastırıp, bir on dakika daha gecenin sessizliğini dinleyerek o durumda hareketsiz geçirdim. Otelin içinde çıt çıkmıyor, küçük otel odası, sanki içinde saatler boyu düzüşme fırtınaları hiç yaşanmamış gibi bir uyku sessizliği içinde dinlenirken odadaki kesif bir erkek kokusu burnumu yakıyordu. Oğlan üzerimdeyken öylece uyuyakalmışım. Sabah uyandığımda çocuk gitmişti. Hala kayınbabamla Cihan´ın nerelerde olduğunun merakı içindeydim. Saat ona doğru ben otelin bahçesinde beni en son beceren utangaç oğlanın hazırladığı kahvaltı sofrasında oturuyordum. Gece odamı doldurmuş olan onca erkekten bir kişi bile ortalıkta görünmüyor, sabah ben uyanmadan yatağımdan ayrılmış olan çocuk da yaşadıklarımız sanki hiç olmamış gibi davranıyordu. Bir ara acaba herşey gerçek olduğunu sandığım bir rüyamıydı diye düşünmekten kendimi alamadım.
Kayınbabamla Cihan meğerse radyatörün kopan kayışını almak için şehre
inip işleri uzun sürünce geceyi Cihanın bir arkadaşının evinde geçirmişler.
Kayınbabam bana dönüp iyi uyuyup uyumadığımı sorunca, yanlız olduğumdan dolayı
uykumun kaçtığını söyleyip uykusuzluktan kanlanmış olan gözlerimin sebebini
açıklamaya çalıştım.
Cihan kamyonu çalıştırdığında kayınbabam da onun yanına oturup benim
binmemi beklerken ben otel odasında unuttuğumuz çantamı almak üzere bir koşu
içeri gittim. Odadan aceleyle çıkarken resepsiyondaki çocuk kapıda dikilmiş
masum gözleriyle bana bakıyordu. Gece yaşadıklarımın gerçek olup olmadığını
anlamak ister gibi kapıdaki oğlanın önünde durdum ve elimi pantolonunun önüne
attım. Aceleyle araştırdığım dün geceki diri organı bacağına yapışık halde aynı
irilikte bulduğumda, zevkle sıvazlayarak oğlanın kırmızı dolgun dudaklarını
telaşlı bir iştahla öptüm. Sonra koşarak, çalışır halde bekleyen kamyona
yetiştim. Kayınbabamın yanındaki koltuğa otururken yaşadıklarımın rüya değil
tamamen gerçek olduklarının kanıtlanmışlığı ve gerçek bir tatmin edilmişlik
duygusu içindeydim. Bir düzine erkek tarafından bütün gece hoyratça düzülen
deliklerimin hafif sızlamasıyla birlikte oturduğum yerde çok tatlı bir uykuya
dalmışım.
Oldukça ilginç ve zevkli şeyler yaşadığımız İstanbul seyehatinden döndükten
sonra kaynatam beni köye bırakıp bir haftalığına askerdeki kocamı ziyarete
giderken, İki eksik etek evde yanlız kalmaz deyip, abisinin torunu mehmeti
geceleri yanlız kalmayalım diye bize çağırdı. Küçüklüğünden beri tanıdığım
Mehmet onaltısını bu sene bitirdi. Daha dün kısa pantolonla gezerken şimdi boylu
poslu bir delikanlı olmuştu ama davranışları daha çocukluktan tamamen çıkmış
gibi durmuyor, iri yapısına rağmen hala oyun peşindeki köy çocuklarından biri
olarak görülüyordu. İstanbul`da yaşadığımız inanılmaz ilişkilerin etkisi altında
zaten erkeğe doyamazken, şimdi artık bir gece bile sevişemesem azgınlıktan
duvarlara tırmanıyordum. Kayınbabamın gittiği günün gecesi hep birlikte
yatacağımız döşeği serdim. Yatacağım sıra baktım bu oğlan çok irileşmiş, eh
görümcemde ilk adetini göreli beş ay kadar oluyor, oğlanı döşekte kızdan yana
yatırsam olmaz, en iyisi ben bunların ortalarına gireyim dedim ve ben ortada
onlar iki yanımda yatmaya karar verdim. Karanlıkta, döşeğin üstünde soyunurken
farkına vardım ki çocuk benim soyunmamı merakla gözlüyor. Neyse oğlan çocuğu,
merakındandır diye üstünde durmadım ama bir yandan da bu karıların çıplaklığına
düşkün oğlanın erkekliği ne olabilir ki diye merak içindeydim. Yorganın altına
girip uzandım. Yanımda bizden az önce yatan kız çoktan uyumuş. Ben yanımda eni
konu bir erkek yatıyor olmasının verdiği heyecanla bir sağa bir sola dönerken
çocuğun uyuyup kaldığını farkederek bende uykuya daldım. Uykumda tenimi yakan
rüyalar görüyordum. Güya kocam, kaynatam, şoför Cihan ve tanımadığım bir kaç
erkek daha, beni aralarına almışlar ormanlık bir yerde tıpkı otelodasında başıma
geldiği gibi sırayla düzüyorlardı. Uykumda olmasına rağmen,sanki gerçekmiş gibi
o kadar zevk almışım ki, bir ara bacağımı yanımda sırt üstü uyuyan çocuğun
bacak arasına atmışım. Kadınlığımı oğlanın baldırına bastırdığımı farkedince, çocuğun bunun farkında olup olmadığını anlamak için dikkat kesildim. Nefesinin muntazamlığından derin bir uykuda olduğunu anladığım genç erkeğin
organı bacağımın altında dikilmiş, karnına yaslanmış vaziyetteydi. Bir müddet
hiç kıpırdamadım, sonra bacağımı yavaşça çocuğun üstünden çekip çok merak
ettiğim sertleşmiş organına elimi uzattım. Bu oğlan onaltı yaşında bir velet
olmasına rağmen kamışı kesinlikle kocamınkinden çok daha iriydi. Biraz
sıvazlayıp okşadığım sertleşmiş genç erkek organından elimi çekerken azgınlığımı
giderebilmek telaşıyla elimi külodumdan içeri soktum. Zevk sularımla
kayganlaşmış olan kadınlığımı iştahla bir müddet okşayıp yanımdaki oğlanın hala
dimdik duran kalın kamışını bir kez daha usulca avuçlarken zangır zangır
titreyerek boşaldım.Biraz rahatlamış olarak kendimi temizlemek üzere önce hamama
sonra da işemek üzere helaya gidip geldikten sonra yatıp uyudum.
Ertesi gün bu genç irisi oğlana daha bir dikkatli bakmaya başlamıştım. Bacakları
uzun ve yay gibi, kalçaları gergin ve dik duran çocuğun omuzları da şimdiden
kocamınkinin iki katı genişlemişti. Pantolonunun önündeki kabarıklığa bakınca
gece yatakta dokunduğum sertliğin gerçekten de bir kadını fazlasıyla tatmin
edebilecek gelişkinlikte olduğuna karar verdim. O akşam döşekleri sermeden önce,
görümcem dün gece yatakta çok daraldığını söyleyince, gece oğlanla yanlız
yatabilme fırsatının doğduğunun ümidiyle kıza ayrı
bir döşek açıp yatırırken oğlanın soyunup yatağa girmesiyle de ben ışığı
kapatarak yatmaya hazırlandım. Tamamen soyunup oğlanın çıplak
memelerimin görüntüsünü karanlık odada merakla seçmeye çaIıştığını keyifIe farkederken çıplak bedenime geceliğimi geçirdikten sonra oğlana; “iyi geceler ablam“ deyip uykuya daldım. Derin uyku sırasında gördüğüm
rüyadan mı yoksa başka bir şeyden mi, ne olduğunu önce farketmediğim bir şeyden
etkilenip kadınlığıma ateşler bastığını hissederek uyanmışım. Biraz kendime gelince arkamdan bana sarılan çocuğun kalçalarıma dayanıp sertleşmiş organının kalçalarımın arasına girmek için bastırıldığını farkedip oğlanın bunu
bilerek yapıp yapmadığını anlamak için bir müddet hiç kıpırdamadan bekledim.
Çocuğun ellerinin hareketsizliğinden ve kendini ardıma bastırmasındaki
düzensizlikten uykusunda farkında olmadan bunu yaptığına karar vererek, uyku
halinin bilinçsizliğine rağmen, pijamasının önünden çıkan kamışını istekle
bacaklarımın arasına sokup çıkaran çocuğa yardımcı olmak için bacaklarımı biraz
araladım. Bacak aramda sıkışmaktan kurtulan, başının sertliğini kadınlığımın
girişinde hissettiğim sert kamış oğlanın düzensiz yüklenmelerine rağmen içime girmeye başlamıştı. Onun uykusunda bilinçsizce yaptığından emin olduğum hareketlerin her ikimiz için de daha zevk verici hale gelmesi için, kalınlığını içimde hissetmeye başladığım erkeklik organına doğru kalçalarımı bastırmaya başladım. Çok geçmeden uykudaki oğlan kendini bana doğru şiddetle bastırarak
içime boşalmaya başlarken, ben de bir hayli tahrik olmuş olmanın etkisiyle
korkunç bir zevk patlaması içine girdim. Tohumlarını içime fışkırtan genç
erkeğin organını sıkıca kavrayan kadınlığım, şiddetli zevk kasılmalarıyla
çocuğun ersularını iştahla sağıyordu. Boşaldıktan sonra arkamda uyumaya devam
eden çocuğun sertliğini koruyan zevk aletini dakikalarca içimden çıkarmadım. Bir
müddet sonra oğlan uyku esnasında arkasını dönünce içimi boşalmış hissederek bu
eksikliğin verdiği mahzunlukla birlikte uykuya daldım.
Akşam vakti tarlalarından yorgun ve çok kirli dönen Mehmet`e yatmadan önce
hamamı yaktım. Görümcem çoktan yatmış mışıl mışıl uyuyordu. Çocuğun hamamdan
çıkmasını beklerken, hazır su ısınmışken bende yıkansam mı diye düşünüyordum.
Banyonun kapısına gidip; ´´Sırtını ovmamı istermisin Mehmet?“ diye seslendiğim
oğlan; ´´Yok abla işim bitti, ben birazdan çıkıyom gayrı“ deyince toy oğlanın
çıplaklığından utandığı için beni istemediğini düşündüm. Ani bir merakla dün
gece beni uykusundayken bilinçsizce düzerek zevk denizinde boğmuş delikanlının
çıplak bedenini görebilme arzusuyla, banyonun boyuma göre yüksek penceresinin
altına koyduğum büyük süt bakracını ters çevirerek üstüne çıktım. Hafifçe
buğulanmış camdan gördüklerim karşısında bacaklarım şehvetle titremeye başladı.
Çıplak, tüysüz ama kaslı vücudu iştah artırıcı bir ıslaklık içindeki oğlan,
kurnanın yanına yayılmış, avucuyla kavradığı yay gibi gerilmiş erkekliğini
dibinden ucuna kadar sıvazlıyor, bir eliylede sanki kız memesi avuçlarmış gibi
kendi memelerini sıkıyordu. Demek bu yüzden girmemi istememiş diye düşünürken,
büyülenmişcesine, yeni yetme oğlanın erkek güzeli vücudunu hayran hayran
izlemeye koyuldum. Elinin hareketlerinin hızlanması üzerine dikkatimi kamışına
verince, şaşkın bakışlarım arasında gergin kamışının ucundan fışkıran ersuları
en az iki metre ilerideki duvara yapıştıktan sonra, Havada yarım daireler
çizerek banyonun zeminine düşmeye başladı. Ben yedi sekiz defasını sayabildiğim
fışkırmalar artık bitti derken, çocuğun kamışının ucundan hala bacaklarına doğru
beyaz sıvılar fışkırmaya devam ediyordu. Şahit olduğum bu sahneden öyle
etkilenmiştim ki, bir elimle memelerimi, bir elimle de yangın yerine dönen
kasıklarımı ovalamaktan kendimi alamadım. Delikanlının bir müddet hareketsiz
kaldıktan sonra su dökünmeye başlaması üzerine çıkmaya hazırlandığını anlayıp
bakracın üzerinden indim ve eve girip onun gelmesini bekledim. Az sonra banyo
kapısının önüne bıraktığım pijamalarını giyip, yatmak için odaya giden oğlanın
önünde serbest bir şekilde sallanan şişkin erkeklik takımlarını görünce birden
aklıma çocuğa temiz don vermediğim geldi. Zavallı oğlan, benden don istemeye
utanıp, pijamasını çıplaklığının üstüne geçirivermiş olmalıydı. O, yatağa girip
uyumaya hazırlanırken ben hamama gittim. Arzu dolu vücudumu doyasıya yıkayıp az
önce yarım kalmış olan kendimi okşamalarıma sıcak suların vücudumdan akarken
verdiği ıslak zevk eşliğinde devam edip, az önce Mehmet´in tohumlarını
fışkırttığı yerde oturuyor olmanın azdırmasıyIa g hamamenç erkeğin hamamın
duvarlarına ve yerlerine yapışmış döl sularının benzersiz kokusunu içime
çekerek şiddetli kasılmalarla boşaldım. Rahatlayan bedenime bolca sular
dökündükten sonra hamamdan çıktım. Saçlarımı havluyla kuruladıktan sonra, çıplak
bedenime geceliğimi geçirerek uyumuş gibi görünen oğlanın yanına uzandım. O gece
sabaha kadar belki on kere uyanıp, yanımda yatan bu dipdiri erkek bedenini
okşamamak için kendimle mücadele ederken, yatakta kıvrana kıvrana en sonunda
uyumuşum. Ertesi gün her zamanki günlük işlerle geçti. Mehmet o gün
arkadaşlarıyla bağlarda eğleneceklerini, akşam biraz geç geleceğinden merak
etmememi söyledi.
Gece olup hava karardığında Mehmet hala ortada yoktu. Biz görümcemle
döşekleri açıp yattık. Aradan yarım saat geçip kapının önünde birinin
tuhaf bir sesle birşeyler söylediğini duyunca perdenin aralığından şöyle bir
baktım. Mehmet kapı eşiğinde sırtı duvara dayalı ve gözleri kapalı olarak adeta
kendinden geçmiş gibi oturmaktaydı. Oğlanın başına bir şeyler geldiğini düşünüp
telaşla dışarı fırladım. Hemen kollarından tutup kendine gelmesi için hafifçe
sarstığım çocuğun ağzından gelen kuvvetli içki kokusunu hissedince neler olduğu
anlaşıldı. Acemi oğlan körkütük sarhoş olana kadar içmiş olmalıydı. Bizim köyde
yeni delikanlı olmuşların adetidir. Böyle toplanıp arada bir içmeye gider, sonra
da zil zurna sarhoş olup babalarından dayak yerler. Allahtan bu gece bizde
kalacaktı da bu haldeyken babası görmeyecekti. Kalkması için zorladığım çocuk
çoktan derin bir uykuya dalmış, beni duymuyordu bile. Allahtan evin girişinden
odadaki yatağa kadar hep düz ayaktır. Kollarından çeke çeke odaya getirdiğim
Mehmeti yatağın üstüne yatırarak ayağından ayakkabılarını ve çoraplarını
çıkardım. Leş gibi alkol kokan gömleğini sırtından çıkarıp, kemerini çözdüğüm
Mehmetin pantolonunu aşağı çektiğimde karşıma çıkan tahrik edici görüntüden,
bir gece önce banyodan sonra don vermeyi unuttuğum oğlanın pantolonunu donsuz giydiğini anladım. Bütün bunları yapmak o
kadar güç harcamama neden olmuştu ki, yatağın üstünde çıplak yatan genç erkeğin
pijamasını biraz soluklandıktan sonra giydirmeye karar verdim. Akşamdan mangalla
ısıttığımız oda közlerin hala canlı olması nadeniyle hala sıcak olduğundan
nasılsa üşümezdi. Biraz kendime gelince yatağımın üstünde anadan doğma yatan,
sopa gibi dikilmiş erkeklik organı iri koçlarının arasında iştah açıcı bir
şekilde duran erkeğin cinsel varlığının ilk defa ayırdına vardım. Dün gece çok
isteyip tatmin edemediğim cinsel arzularım depreşip, uyanması mümkün görünmeyen,
uyansa bile hiç bir şeyin farkında olamayacak kadar sarhoş durumdaki genç
erkeğin bedenine dokunmak için içimde büyük bir arzu duymaya başladım. Karanlık
odada üstümü tamamen soyup, oğlanın üstüne çıktım. Bedeninin sıcaklığını tenimde
hisseder etmez kadınlığıma doğru yakıcı bir ateş seli aktı. Mehmet derin bir
uykuda hiç kıpırdamadan yatıyor, ancak bacaklarımın arasına bastırdığım
erkekliği hiç de uyuyormuş gibi durmuyordu. Bir erkeğe ilk defa böyle
yaklaşmanın üzerimde yarattığı çok farklı heyecan duygusu bana, neredeyse
tecavüz ediyor olduğum bu genç çocuğun bedeniyle istediğim herşeyi yapmamı
emrediyordu. Mehmetin bıyıkları yeni terlemeye başlamış olan iri dudaklarına
ufak buseler kondurarak, henüz gelişmiş ama bir hayli babayiğit yapıdaki
bedeninin her noktasında dudaklarımı gezdirmeye başladım. Bacaklarını araladığım
oğlanın, baş kısmının ufaklığına rağmen oldukça kalın gövdeli ve uzun organını
ağzımın içine keyifle sokup iştahla emerken, o ana kadar hep erkeklerin
hakimiyetinde geçmiş olan sevişmelerimin tersine bu defa canım istediği gibi
tadını çıkarmaya başladım. İri koçlarını birer birer emdiğim genç erkek, derin
uyku halinde bile zevk aldığını belli eder şekilde hassas yerlerini emerken
zevkle inliyordu. Daha fazla dayanamayıp çocuğun yay gibi kıvrılıp karnına
yapışan, dibine doğru neredeyse kaynatamın organı kadar kalın tokmağının üstüne
oturdum. Gövdesinden tutup kızışmış deliğimin girişine denk getirdiğim ufak
başlı kamışı kolayca içime girerken, gövdesine doğru deliğimde sıkıştı ve dibine
doğru anormal kalınlığını içime sığdrabilmek için kendimi iyice aşağı bastırmam
gerekti. Devleşmiş, demir gibi sert erkeklik organının kadınlığımda yarattığı
müthiş zevk veren gerilme hissiyle birlikte, biraz da yatağımdaki bu oğlanın kaç
gecedir yarattığı azgınlıktan olacak, dayanamayıp boşalma noktasına geldim.
Oğlanın üstüne henüz binmişken, vücudum titremelerle kasılmaya, aşk deliğim,
içine saplanmış kalın hortumu arsızca yoğurmaya başladı. Memelerime
dokunulmasına ihtiyacım her zamankinden on kat daha fazla artarken, kendimi
oğlanın ağzına bastırıp iri memelerimi emdirmeye çalıştım. Öyle kendimi
kaybetmişim ki bir an çocuğun boynunu hırsla emdiğimi telaşla farkedip
dudaklarımı yapıştırdığım yerde yuvarlak bir morluk bırakarak aynı hırsla körpe
oğlanın dudaklarına uzandım. Kasılmalarım bitince, çocuğa sarılmış durumda
dudaklarını emmeye devam ederken, içimdeki çelik gibi sertleşen aletin ucu
kadınlığımın arzuyla şişmiş dudaklarına değinceye kadar kaldırıp, her defasında
koçlarının yuvarlaklığını hissedinceye dek kalçalarımı indirip kaldırmaya
başladım. Onbeş dakika kadar aşkla terleyen vücudumda gezinen zevk verici
elektriklenmelerin eşliğinde diri organın üstünde inip kalktıktan sonra
altımdaki uyuyan oğlanın vücudu yay gibi gerilip, inlemeye başlayınca boşalıyor
olduğunu anlayarak hareketlerimi hızlandırdım. Biraz daha dayansa birlikte
tükenecekken, uykusunda boşalmaya başlayan delikanlı bilinçsizce kalçalarını
kaldırıp içime fışkırmaya başladı. Telaşla ona yetişmeye çabaIarken yine tatlı uykusuna dalan Mehmetin belinin geldiği için yumuşayacağını sandığım organının kadınIığımda aynı sertliğini koruduğunu
farkedince ´´Acaba boşalmadımı?“ diye şüpheyle durakladım. Deliğimden
bacaklarıma sızan bol miktardaki sıvıya parmaklarımı sürüp inceleyince,
ersuyunun çok iyi bildiğim kokusu ve tadını alarak, boşalmasına rağmen,
gençliğinin verdiği güçle erkekliği yumuşamayan Mehmet`e tutkuyla sarılıp,
kalçalarımı arsızca üstünde inip kaldırmaya devam ettim. Neredeyse iki saat
süresince erkek sırtüstü yatarken kadının uyguIayabiIeceği ne kadar duruş varsa deneyip defalarca müthiş doyumlar yaşadıktan sonra nihayet rahatlamış olarak yatıp uyumaya karar verdim. Sarhoşluğun verdiği derin uykusuna devam eden genç erkeğin pijamalarını giydirdikten sonra pijamasını içinde hala dimdik duran organını elimle son bir defa sıvazladıktan sonra tatlı bir yorgunluk hissettiğim bedenimi döşeğe atıp mutluluk içinde uyudum. Sabaha karşı bir ara uyandığımda beni bir sürpriz bekliyordu. Arkamdan bana sarılıp, iki gece önce yaptığı gibi kalçalarıma yapışmış olan çocuk biraz çekilip bedeninin sıcaklığını tenimden uzaklaştırınca, ardımda bir ıslaklık hissederek elimle
kendimi yokladım. Geceliğime bulaşan yapışkan ıslaklığın erkek dölü olduğunundan
şüphelenince kokusuna ve tadına bakarak yanılmadığımı anladım. Gece saatler boyu
benim mutlu olmamı sağlayıp yanlızca bir kere boşalmış olan oğlan derin uykusu
sırasında kalçalarıma sürtünerek ikinci kez boşaldığı anlaşılıyordu. Hala
kendinden geçmiş bir şekilde uyuyan delikanlının pijamasının önündeki
sırılsıklam yapışkan ıslaklığı görünce de bu düşüncemde haklı olduğumdan emin
oldum. Onun bu halde bir iki saate kadar kalkacak olan genç kızın önünde
yataktan kalkamayacağını bildiğimden üşenmeden kalkıp hamamı yaktım. Su
ısındıktan sonra oğlanı sarsarak uyandırıp; ´´Ablam hadi kalk git banyo yap
kirlenmişsin “ dedim. Önce uyanmakta güçlük çeken, hala içtiği aşırı içkinin
etkisi altındaki oğlan gözlerini zorla açıp biraz kendine gelince ne dediğimi
yarı anlamış yarı anlamamış halde, işaret ettiğim önüne bakarak utançla yatağın
içinde kalkıp oturdu.´´Hadi ablam benden utanma, bu normal birşey“ diyerek
moral vermeye çalıştım. Ayağa kalkan çocuğun sallandığını farkedince, koluna
girip banyoya götürdüm. “Hadi soyun gir“ derken utançla başını eğen oğlanı
banyonun kapısından itip; ´´Amaaan Mehmet gören de seni yiyeceğim sanır“ deyip
pijamasının üstünü çekip çıkardım.´´Hadi al şu peştemalı beline sar ben
dışardayken, sonra da ben seni yıkayacağım. Yoksa senin bunu yapacak halin yok“
deyince hiç sesini çıkarmayan oğlan soyunurken, ondan sonra da kendim yıkanmaya
karar vererek kirlenmiş geceliğimi çıkardım. Çıplak memelerimin üstünden
tutturduğum peştemalla birlikte banyoya girdim. Kurnanın yanında uslu uslu
oturan hala yarı sarhoş durumdaki oğlanın başını sabunladıktan sonra iyice
köpürttüğüm lifle vücudunu ovmaya başladım. Bir kadının yetişkin erkek vücuduna
ilk defa dokunuyor olmasından olsa gerek, mahmur bakan gözlerini ıslanan
peştemalıma yapışmış olan iri memelerime dikmiş olan genç boğanın erkekliği,
gece üç defa boşalmış olmasına rağmen yine ayaklanmış, beline sarılı peştemalın
altında bir çadır meydana getirmişti. Bacaklarını liflerken peştemalını biraz
yukarı itince, erkekliğinin iştahla dikilerek gerginleştirdiği iri koç
yumurtalarını görebiliyordum. Bacak aralarını sabunlarken elim organının dibine
değerken, geriye yaslanan çocuk gözlerini yummuş hareketsiz duruyor, yaşadığı
şeylere tepkisini ancak, gergin bir yay halini almış olan erkekliğinin ıslak
peştemela yapışan şeklinden anlıyabiliyordum. Biraz doğrulmasını söyleyip
sırtını liflemek için üstüne eğilince, göğsümden tutturduğum peştemalım açılarak
sırtımdan iki yanıma doğru sarktı. Tamda çocuğun yüzünün hizasındayken bütün
çıplaklığıyla memelerim Mehmetin neredeyse ağzına girecekmiş gibi oldu. ben bir
an panikle toparlanıp kapatmayı düşünürken oğlanın gözleri kapalıymış gibi
görünmesi üzerine uçlarını şöyle bir iliştirdiğim peştemalı önümde tutturup
sırtını sabunlamaya devam ettim. Kalçalarına sabunlamak için eğilip
kalktıkça ister istemez memelerim genç çocunun başına yaslanıyordu. Sabunlu lifi
aşağı doğru sürttükçe beline sarılı peştemalı gevşeyip aşağı kaymaya başladı.
Yanlarını sabunlayıp aynı işleri tekrarlarken de iyice mayışıp kendini bırakmış
oğlanın uyukladığını farkedip erkekliğini örten örtünün kaymasına
aldırış etmedim. Ufak başı gerilmiş, çevresinde ki damarlarının şişkinleştiği
kalın organı ortaya çıkmış, düzenli kısa vuruşlarla havayı dövüyordu. Oğlanın
yine kendinden geçmiş haline güvenip lifi kasıklarına doğru sürerken
hareketlerimi iyice yavaşlatmıştım. Karnına doğru dikilen kamışının altında
kalan iri koçlarına çok yumuşak hareketlerle okşar gibi köpüklü yumuşak lifi
sürdüğüm çocuğun yüzüne bakıp tepkisini kontrol ederken, hassas yerlerine
dokundukça, yumduğu gözlerini açmayan genç erkeğin, bu durumdan zevk aldığı,
yüzünün arzuyla kasılmasından belli oluyordu. Oğlanın bu hem edilgen, hemde
etkin hali benim cesaretimi artırarak, bir elimle lifi duyarlı organının
çevresine tahrik edici bir hassaslıkla dokundurmaya devam edip, diğer elimle de
sanki yaptığım iş gereğiymiş gibi kamışını gövdesinden parmaklarımla hafifçe
aşağı çekerek göbeğini sabunlamaya başladım. Gergin bir yay gibi parmaklarımın
arasından kurtulup karnına çarpan köpükler içindeki kayganlaşmış organın
çıkardığı kamçılama sesi üzerine oğlanın yüzüne şöyle bir baktım. Tepki
vermediğini görünce bu defa avuçlayarak gövdesinden kavradığım kamışı tamamen
kontrolum altına aldım. Elimin bu doğrudan temasıyla genç bedeni şöyle bir
gerilen oğlanın bir elimle vücudunu sabunlamaya devam ederken, diğer elimde
tuttuğum diri erkekliğini sıvazlıyordum. Hızlı hızlı solumaya
başlayan çocuğun boşalmasının hızla yaklaşmakta olduğunu farkedince, çok zevk
aldığım bu işi biraz daha uzatmak üzere kurnadan tasa doldurduğum sıcak suları
genç aygırın zevkle gerilen bedenine döktüm. Köpüklerin akıp gitmesiyle, tüysüz
ama yetişkin erkek bedeni, iştah açıcı duru teninin çekiciliğiyle ortaya çıkan
delikanlı, uyanıksa bile, kendisine yaşatılan, hoşuna gittiğini sandığım olayın
büyüsünü bozmamak için hiç bir tepki vermeksizin, çıplak bedenini yıkamama
sesini çıkarmadan gözlerini uyuyor gibi yummuş, uysalca önümde oturuyordu.
Tekrar kapalı gözlerine bakarak önünde eğildiğim erkeğin, artık her an
fırlatılmaya hazır bir mızrak gibi duran organını ağzıma soktum. Dudaklarımın
temasıyla vücudu gerilip kalçalarını oturduğu yerden biraz kaldıran Mehmet, bir
kaç kere kuvvetle emip sokabildiğim kadar ağzıma aldığım iri erkekliğinin
bereketli döllerini aniden boğazıma fışkırtmaya başladı. Ağzımın içinde
atışlarını hissettiğim kamışını elimle sıvazlarken, koçlarının torbalarını
nazikçe avuçladığım genç erkek, kendini sıkarak inliyor, neredeyse hepsini
ağzıma sokmak istermiş gibi uzun kamışını boğazıma doğru bastırıyordu. Boşalıp
sakinleşen Mehmetin gözleri hala kapalı durumdayken üstüne bol bol su döktükten
sonra; ´´ Hadi ablam,sen çık artık ben yıkanayım“ dedim. Sanki hiç bir şey
olmamış gibi davranmakta gizlice anlaşmışçasına müttefik olduğumuz genç oğlan,
utangaç bir tavırla uzattığım havluya sarınıp dışarı çıkarken, mahcup
bakışlarını, üstümden çözüp kurnanın kenarına bıraktığım peştemalın altından
çıkan çıplak vücudumdan ayıramıyordu.

GENÇ MEHMET

Mahalle maçından eve dönüşümde Ayşen teyzemin geldiğini görünce yine eniştemle kavga ettiklerini tahmin etmek zor olmadı. Teyzemler komşu köyde otururlar. Beş yaşında bir kız çocukları olmasına rağmen ara sıra kavga edip birbirlerine küsmeleri artık alıştığımız sıradan bir durum olmuştur. Böyle günlerde teyzem soluğu bizim evde alıp, tekrar barışıncaya kadar bizde kalır. Dedemgil her zaman bu gençlerin çok erken everildiği için böyle geçimsiz olduğunu söyler. Gerçekten de hem teyzem, hem de eniştem ancak şimdi evlenecek yaştalar. Annem beni kucağına aldığında henüz onaltı yaşındaymış. Ben şimdi onaltı yaşında olduğuma göre annem de otuz iki demek ki oluyor. Ancak annemi şu anda görseniz daha evlenmemiş kız zannedersiniz. Hatta geçenlerde bir gün beraber kasabaya pazara indiğimizde yaşlı bir kadın ikimizi kastederek; ´´ Çok yakışmışsınız maşallah, nişanlımısınız evladım“ deyince annemin çok hoşuna gitmiş, bu olayı günler boyu köyde herkese anlata anlata bitirememişti. Teyzemin bize gelmesi demek annemin de bir müddet için onlara gitmesi anlamına geliyordu çünkü yeğenime bakılması, yemek yapılması falan gibi işleri yapmak bu durumda anneme düşüyordu. Teyzem de aynı şeyleri bizim evde yapmakta bu şekilde birbirlerini idare etmekteydiler. Babam anneme beni de alıp eniştemlere gitmemizi söyleyince ben en çok yeğenim selvi´yi göreceğim için sevinmiştim.Kız ufacık bir şey olmasına rağmen öyle sevimli ve komikti ki birlikteyken çok eğleniyorduk. O gece eniştemlerde, annem işlerini bitirip hep birlikte yatacağımız odada döşekleri serdikten sonra, ben üç saat top oynamış olmanın verdiği yorgunlıkla hemen yatıp uyudum. Sanırım ben yatarken eniştem de hemen benim ötemdeki döşeğe uzanmış uyumaya hazırlanıyordu. Annem yeğenimle birlikte benim yanıma serdiği döşekte uyuyacaktı.
Üç dört senedir kadınlar ve kızlar hayatımda en önemli şeyler haline
geldi. Köydeki bizden birkaç yaş büyük oğlanların nasıl yapıldığını
göstermesiyle otuzbir çekmeyi öğrendim. Haftada iki üç kere boşalmasam geceleri
uyuyamıyorum. Bazen de sabah uyandığımda donumun ıslanmışlığıyla kalkıp gece
rüyamda boşaldığımı anlıyorum. Bazı geceler teyzemlerde yattığım zaman teyzem ve
eniştemin herkesin uyuduğundan emin oldukları anlardaki sevişmelerini yattığım
yerden seyreder, çırılçıplak domalmış teyzemin diri memelerinin eniştem
arkasından yüklendikçe salınmalarını izleyerek ben de yorganın altında otuzbir
çekerdim. Aynı şeylere annemle babamda da şahit oluyordum ama öyle durumlarda
hissettiğim yanlızca derin bir utanç oluyor ve ben hemen tekrar uyumak için
kendimi zorluyordum.
O gece; sanırım uykuya daldığımdan bu yana bir kaç saat geçmişti. Çıplak
tenlerin birbirine çarpmasından çıkan şaplama seslerini duyduğumu sanarak
gözlerimi açtım ve ne olup bittiğine kulak kesildim. Bana çok tanıdık gelen bir
kadın sesi; ´´Yavaş ol erkeğim çocukları uyandırmayalım.“ deyince başımı
hafifçe sesin geldiği tarafa çevirdim. Eniştem bana arkası dönük olan çıplak bir
kadını önünde domaltmış, kadının pencereden gelen ay ışığında çok net
görebildiğim yuvarlak ve pürüzsüz kalçalarına hızla bindiriyordu. Derhal benim de kamışım heyecanla dikildi ve elime alıp sıvazlamaya başladım. Herhalde eve dönüp barışan teyzemle eniştem sevişiyorlardı. Teyzem sırtüstü yattığında eniştem üstüne çıkıp kadının bacaklarını omuzuna alıp kalın kamışını kadının deliğine sokup çıkarmaya başlamıştı. Elimde sıktığım aletimi hızla okşarken altta yatan teyzem enişteme birşeyler söyleyince adam sırtüstü döşeğe yattı ve bu defa kadın onun üstüne çıkarak eliyle gövdesinden tuttuğu aleti içine yerleştirdi. Ben artık neredeyse boşalmak üzereydim. Eniştemin erkekliğinin üzerinde inip kalmaya başlayan kadının pencereden gelen ışıkta yüzünü tam anlamıyla seçerken, döl suyum kamışımdan karnıma doğru fışkırmaya başladı. O anda aldığım zevk ve
yaşadığım şok iç içe geçip hiç alışmadığım kadar güçlü zevk titremeleriyle
sarsılmama neden oldu. Eniştemin ıslak parıltılı gövdesi, girip çıktığı delikte
bir görünüp bir kaybolan kalın ve uzun erkeklik organının üstünde inip kalkan
benim annemdi!..
Ne düşüneceğimi şaşırmış, nefes nefese sevişen kadınla erkeği izlemeye
devam ediyordum. Annem bu duruma alışkın olduğu belli olan bir rahatlıkla
kendini kızkardeşinin kocasına, yani eniştesine becertiyor ve bundan çok da
zevk alıyor gibi görünüyordu. Ayağa kalkıp annemi de küçük bir çocuğu kucaklar
gibi bir rahatlıkla kucağına alan iri yarı eniştem, bacaklarını beline saran
kadını kucağında havaya kaldırıp düzmeye devam ederken ben yeniden dirilen
organımı tekrar okşamaya başlamıştım. Bir müddet o durumda gerginleşmiş aletini
kucağındaki kadının kılları ağdalanmış pürüzsüz deliğine geçiren eniştem bir müddet sonra annemi hemen benim yanımdaki döşeğe arkası bana dönük olarak domaltıp, kendisi de dizlerinin üstünde arkasına geçti. Arkamızdaki pencereden gelen ışıkta dudakları ıslak bir şişkinlikle parlayan, girişi arzuyla aralanmış kadınlık organına santim santim giren hacimIi erkeklik organının
hareketlerini gözümü kırpmadan ve nefesimi tutarak seyretmeye devam ettim. Bir
müddet sonra annem derin bir oh çekerek fısıItıyIa boşalmak üzere olduğunu
söyleyince eniştem hareketIerini hızIandırdı. Hemen hemen aynı anda İkisi de zirveye varırken arkesındaki erkeğin ağırIığını üstüne bırakmasıyIa birIikte annem aItındaki döşeğe yüzüstü serildi. Eniştem altında kalan kadının yuvarlak kalçalarına abanarak boşalması bitene kadar içinde gidip gelmeye devam etti. Onlar yattıkları yerde zaman geçirmeden tekrar sevişmeye başlarken ben neredeyse boşalmak üzereydim. Annem eniştemin önüne doğru başını eğip adamın iri kamışının başını ağzına soktuğunda daha fazla dayanamadım ve tekrar fışkırmaya başladım. Aynı anda yanı başımda yaşandığına
şahit olduğum bu günaha bir nevi suç ortağı olmuş gibi kendimi kötü hissediyordum. Babamla annemin sevişmelerine kazara şahit olduğum zamanlar
hissettiğim utanç annemle eniştem sözkonusu olunca utanç duymakla birlikte
engel olamadığım bir şekilde azdırmıştı da. Kadınlığına soktuğu eniştemin kalın
erkeklik organı üstünde inip kalkan annemi seyretmek bende herhangi bir dişinin uyandırabileceği kışkırtıcı duygular yaratıp, muhteşem çıplaklığının tahriki defalarca belimi getirmişti. Ertesi akşam babamla birlikte sabah erkenden tarlaya ineceğimiz için ben eve geri döndüm. Ama aklım o gece de düzüşeceklerinden emin olduğum annemle eniştemdeydi.
Yorucu geçen günün sonunda yatağıma uzanmış, çoktan uyumuş olan babamın
horultuları arasında yatmaya hazırlanan teyzemin dolgun kalçalarını ve
memelerini gözlüyor, bir yandan da kamışımı sıvazlıyordum. Gecenin bir yarısı
rüyamda eniştemle annemin köyün meydanında çırılçıplak, bütün köy halkının bakışları arasında köpekler gibi düzüştüklerini gördüm. Rüyanın bedenimde yarattığı sonuç gergin bir sertlikle dikiIip, hayalarıma ağrı verici
baskı yapan kamışım olmuştu. Kalınlaşmış kamışımı okşamaya başlarken yaptığımı
kimsenin görmemesi için odayı şöyle bir kontrol edince teyzemin yatağının boş
olduğunu farkedince herhalde işemeye kalkmıştır diye düşündüm. Ne zaman teyzem
bizde kalsa o ayak yoIuna gittiğinde kendisini dikizlemek için helanın
küçük penceresine giderim. O gece karşıma çıkan bu fırsatı değerlendirmek için
hemen kalkıp ben de ardından gittim. Helanın aralık kapısından bir
kadın yarığından çıktığı aşikar olan tazyikli işeme sesini duymamla zaten kalkık
olan kamışım iyice zonklamaya başladı. Hafif aralık duran küçük pencereden
kendimi sakınarak içeri bakınca geceliğini beline toplayıp çömelmiş olan
teyzemin yusyuvarlak gergin kalçalarının iştah açıcı görüntüsü karşısında
iştahIa yutkunurken işi bitip ayağa kalkan teyzem geceliğini aşağı
koyverince bu kadar çabuk bitmesinin yarattığı öfkeyle küfrederek hemen ondan
önce odaya geri dönüp yatağıma uzandım. Teyzem içeri girerken gözlerimi hafifçe
aralayıp uyur gibi yaptım. Odanın ortasında bir müddet dikilen kadın bir benim
yattığım tarafa bir de babamın tarafına baktıktan sonra, ani bir hareketle
geceliğini üstünden çıkarıp attı. Beklemediğim bu ani hareket karşısında
aptallaşırken küIodunu indirip iç gömIeğini yukarı sıyırınca dolgun
memelerinin inanılmaz güzeIIiği karşısında nefesim kesildi. Ama beni şaşırtan
olaylar dizisi daha bitmemişti anlaşılan ki, anadan doğma çıplak kalan teyzem
babamın döşeğine uzanıp yorganı kaldırdıktan sonra, adamın pijamasının önüne
doğru eğilerek elini pijamanın işeme deliğinden içeri soktu. Teyzem uyumakta
olan babamın uyuyan kamışını dışarı çıkarırken ben gördüklerim karşısında şok
olmuş bir şekilde ama aynı zamanda kasıklarımda müthiş bir basınç hissederek
kadının yaptıklarını izliyordum. Eğilip ağzına soktuğu erkeklik organı o başını
her aşağı yukarı indirip kaldırdıkça biraz daha büyüyor ağzına sığmaz hale
geliyordu. O anda neden benim kamışımın diğer arkadaşlarımdan çok daha iri
olduğunu anlamaya başladım. Galiba babama çekmişim. Teyzem ağzına sığdıramadığı
dev gibi irileşen organı elleriyle sıvazlamaya başlarken uyanan babam
fısıltıyla; ´´ Oğlan yüzünden bu gece gelmezsin sandıydım. Em yavrum güzel
baldızım benim“ dediğini duyunca bizim ailede daha kimlerin kimlerle
düzüştüğünü çok merak etmeye başladım. Teyzem bir müddet iştahla devleşen uzvu
emdikten sonra babam güzel yüzünü elleri arasına aldığı teyzemin dudaklarını
ağzıyla kapatarak ihtirasla öpmeye başladı. Şapırtılar içinde birbirlerinin
dudaklarını bir müddet emdikten sonra teyzem, babamın başının altındaki yastığı
kaldırıp duvara yasladı. Babam fanilasını ve donuyla beraber pijamasını
çıkararak tıpkı teyzem gibi anadan doğma kaldı.Tekrar döşeğe yerleşen babam
sırtını duvara yaslanmış olan yastığa dayayıp bacaklarını uzatarak otururken
teyzem neredeyse sarhoşmuş gibi bir sesle; Yanıyom yiğidim söndür yangınımı“
deyip adamın kucağına yüzleri birbirine dönük şekilde oturdu. Altında kalan dev
gibi irileşmiş organı eliyle kavrayıp deliğine yerleştiren teyzem kalçalarını
ahenkle indirip kaldırmaya başladı. Yattığım yerden, yanyana konmuş iki balona
benzeyen kalçaların arasında, içeri girip çıktıkça boydan boya bir görünüp bir
kaybolan babamın kalın sopasını görebiliyordum. Babam yüzünün hizasında zıplayan
dolgun memeleri iştahla ağzına alıyor, arzuyla yüzünü bu müthiş yuvarlaklara
gömdükçe teyzem ah´lar oh´lar çekerek hareketlerini hızlandırıyordu. Ben
gördüklerim karşısında heyecandan ter içinde kalmış, hareketlerimin dikkat
çekmesinden korkarak usulca kamışımı sıvazlamaktaydım. Teyzemin ´´hadi“ diyen
sesiyle babamın ´´tamam“ diyen cevabını işittiğim anda avucumda terleyip
kayganlaşan erkekliğimden müthiş bir tazyikle fışkıran ilk sıvılarımı yatağın
çarşaflarına fışkırtmaya başlamıştım bile. Karanlık odanın içinde iki insanın
fazla ses çıkarmamaya çalıştıklarını hissettirircesine inlemeye başlamaları
üzerine onlarında tükendiklerini anlayarak bu sahneyi görmek umuduyla belim
gelirken kapatmış olduğum gözlerimi yeniden açtım. Teyzem dibine kadar içinde
hapsettiği kamışın üzerinden kalkmadan kalçalarını bastırıp döndürürken
boşalmanın etkisiyle eğilip bükülüyor, babam ise kollarıyla teyzemin vücuduna
sarılıp başını omuzuna gömmüş inlerken, kadının boynunu emiyordu. Onlar
sakinleşip biraz öncekinden daha sakin hareketlerle öpüşmeye başladıkIarında ben hem dün geceki uykusuz kalışım, hem de gündüz çok yorulmuş olmamdan dolayı
uyuklamaya başladım. En son şöyle bir gözlerimi aralayıp baktığımda, babam
yüzüstü uzanmış olan teyzemin üstüne uzanmış, yuvarlak kalçalarını ezerken yavaş
hareketlerle borusunu kadının dar deliğe sokup çıkarmaya devam etmekteydi.
Karı kız kısmına olan ilgimi bir anda kat kat artıran ailemizdeki ilginç
ilişkilere şahit olduğum bu iki geceden sonra aklım sürekli kadınlara ve onlarla
yaşanabilen harika şeylerle dolmaya başladı. Ne yaparsam yapayım kadınlar
aklımdan çıkmıyor, bir an önce onlardan biriyle birlikte olma hayaliyle yanıp
tutuşuyordum. Artık otuzbir çekmekten nefret ediyor, hatta hiç çekmiyor, kendimi
karşıma çıkacak ilk kadınla düzüşme fırsatına saklıyordum.
Gündüzün tarlada babamla birlikte çalışırken, babamın amcası Haydar emmi
yanımıza gelerek askerdeki oğlunu ziyaret etmek için bir haftalığına köyden
ayrılacağını, bu süre içinde evde yanlız kalacak olan geliniyle kızının yanına
geceleri yanlız kalmamaları için benim gönderilmemi istedi. Babam; ´´ Emrin
başım üstüne emmi, sen hiç meraklanma.Mehmet artık babayiğit olmuştur, bizde
gelir gider eksik etekleri yanlız komayız“ deyince içim kıpır kıpır oldu. Öyle
ya başka hiç bir erkeğin olmadığı bir evde iki dişiyle birlikte kalacak olma
düşüncesi bana heyecan vermeyecek de ne olacaktı. Menekşe ablayı biliyordum.
Benden beş yaş büyüktü ve askere giden Kadir abimle evliydi. Ne kadar azgın
olduğunu Hamit ağanın oğlu selim´le ben çok iyi bilirdik. Daha onlar
nişanlıyken bostanlarda buluşmalarını takip edip, bostan kulübesinde, Menekşe
ablanın Kadir abimin kamışını meme emer gibi emmesini gizlice seyrederken o
zamanlar yeni başladığımız otuzbirlerimizi çekip zevke gelirdik. Şimdi kaltakla
aynı odada bir hafta geçirecek olmak dizlerimin titremeye başlamasına sebep
oluyordu. Ayrıca Haydar emminin küçük kızı Çiğdemin memeleri de büyümeye
başlamış, köydeki çocuklarla aramızda bahsini etmeye değer bir kancık olarak
yerini almıştı. Belki de onunla bir şeyler yapmak mümkün olabilirdi.
O gece Menekşe ablalara gittiğimde yatma zamanı yakındı. Ben yanımda
getirdiğim pijamamın altına özellikle don giymedim. Bu şekilde uzvumu çok daha
serbest hissediyordum. Zaten neredeyse iki haftadır otuzbir çekmediğimden sıkı
bir ortamda kalırsa taşaklarım ağrı yapıyordu. Menekşe ablanın ortaya serdiği
büyük döşekten başka yatak göremeyince ayakta dikilip durduğumu gören kadın
hepimizin aynı döşekte yatacağımızı, böyle yaparsak kimsenin gece üşümeyeceğini
söyledi. Benim zaten canıma minnet ama bana karşı hitap şeklinden anladığım
kadarıyla Menekşe abla beni erkek olarak pek de kaale almıyordu anlaşılan. Bana
ablam diye hitap ediyor, sanki küçük bir çocukmuşum gibi davranıyordu. Bilmesi
gereken bir şey vardı ki benim babam ben doğduğumda benim şimdiki yaşımdaydı. Ama olsun diye içimden geçirdim. Eğer kendini benden sakınıyor olsaydı herhalde şu an birlikte aynı yatağa giriyor olamazdık.
Yattığım yerden karanlıkta yatmak için hazırlanan menekşe ablanın tıpkı
teyzem gibi geceliğinin içine bir şey giymediğini görünce önümde dikilen kamışım
zonk zonk zonklamaya başladı. Kadının memeleri orta boy kavun büyüklüğündeydi
ve öyle gergin duruyorlardı ki hareket ettikçe dipdiri kıpırtılarla
salınıyorlardı. Benim kendisine baktığımı farkeden Menekşe abla hiç tepki
vermeden; ´´İyi geceler ablam“ diyerek Çiğdemle benim aramıza yattı.
Aptalca bir beklentiyle geçen yaklaşık bir saat sonra uyuyup kalmışım.
Rüyamda Menekşe ablam yatakta bana sarılmış, bacaklarının arasına aldığı
bacağıma kadınlığını bastırıp sürttürüyor, eline aldığı dikilmiş kamışımı
sıvazlarken rüyam adeta gerçekmiş gibi bana korkunç zevk veriyordu. Bir ara yanımda yatan kadının hızlı hızlı nefes alıp verişini farkederek uyanır gibi olduğumda sanki gerçekten de Menekşe abla eline aldığı kamışımı sıkıyormuş gibi geldi. Uyku sersemliğiyle gerçekmi yoksa rüyamı olduğunu ayırdedemediğim o dakikalardan sonra bir ara Menekşe ablanın kalkıp banyoya gittiğini duydum. Önümde kaskatı kesilmiş olan kamışım öyle kuvvetli basınç yapıyordu ki boşalamasam herhalde uyuyamayacağımı hissedip onun arkasından hamamın kapısına gidip içerde ne yaptığının merakıyla yukardaki pencereye uzanıp içeriye bir göz attım. Kapıya yakın yerde duran kadını göremedim ama içerden gelen su seslerinden su dökündüğünü anlayarak gerisin geriye yatağa döndüm. Önümde çadır kurmuş olan kamışımı dışarı çıkarıp zevkle okşarken, yatakta uyuyan Çiğdem´in daracık ama
yuvarlak kalçalarına kadar sıyrılan geceliğinin verdiği fırsat değerlendirmek
için kızın arkasında dizlerimin üstüne çömelip otuzbir çekmeye başladım. Kızın
beyaz donu kıçının arasına girmiş, hafifçe yukarı doğru kalkık duran
kalçalarının arasında bakire deliğinin yeni tüylenmiş dudaklarının yarısı açıkta
kalmıştı. Doğrusu sabredecek halim kalmamıştı ve ağırlığımı vermeden uyuyan
kızın üstüne çıktım. Yarı yarıya açılmış olan yumuşak külodu parmağımla yana
çekerek, bolca tükürüklediğim kamışımın kafasını kızın yuvarlak kalçalarının
arasına sıkıştırdım. Son zamanlarda bu işin nasıl yapıldığına dair o kadar çok
örnek seyretme fırsatım olmuştu ki, yerleştiğim bacak arasında kızın az tüylü
şişman dudaklı cinsel organına sürtüne sürtüne zevk aletimi bacaklarının arasına
sokup çıkarmaya başladım. İster istemez ağırlığımı hissettirdiğim Çiğdem birden
uyanıp; ´´ Mehmet abi napıyosun?“ diye sorunca; ´´Dur Çiğdem kıpırdama nolur!“
demem üzerine, kız neler olduğunu anlayamamış olmanın şaşkınlığı ve uyku
sersemliğiyle altımda kıpırdamadan beklemeye başladı. İki üç kere daha altımdaki
kızın kalçalarının arasına sıkıştırdığım kamışımı sokup çıkardıktan sonra, mis
gibi kokan bedenine sarılıp kendimi kızın yuvarlaklarına iyice yaslayarak
fışkırmaya başladım. Uzunluğu yirmi santim kadar olan kamışımın başından
tazyikle akan belim kızın donunun iç kısmına bulaşırken, bir yandan altından
uzattığım elimle kamışımın gövdesini döllerimle ıslanan şeftalisinin dudaklarına
bastırıyordum. Rahatlayıp sessizce altımda yatmakta olan kızın üstüne kendimi
koyverdiğim sırada banyonun kapısının açıldığını duyup, Menekşe ablanın dışarı
çıktığını anlayınca, derhal kızın üstünden kalkıp kendi tarafıma uzandım.
Çiğdem hala hareketsiz yüzü koyun yatıyordu. Uzanıp şöyle bir sarsınca kızın
kendisine yaptığım şeyler sırasında yeniden uykuya daldığını anladım. Dışarıdaki
hela kapısının açılma sesi bana Menekşe ablanın henüz içeri gelmeyeceğini haber
veriyordu. Hala kalkık duran kamışımı, uyuyan kızın dudaklarına sürtmeye
başladım. Bir yandan da döllerimle sırılsıklam olan kukusunu sıkıp okşuyor,
külodundan içeri soktuğum elimle de avucumda sıkıştırdığım neredeyse kılsız
kadınlığını ovalıyordum. Benim kendisiyle bu şekilde uğraşmam üzerine çiğdem
gözlerini açarak tekrar uyandı. Ağzını açmasını işaret ederek kamışımı
dudaklarına bastırınca itiraz edercesine başını çeviren kızın göğsüne çıkıp
dizlerimin arasına kıstırdığım başını hareket edemez hale getirerek ağzına doğru
uzattığım kamışımı emmesi için zorlamaya başladım. Fazla direnemeyen kız
istemeden ağzını aralayınca dudaklarının arasından geçirdiğim aletimin başını
boğazına yakın yerlere kadar sokup çıkarmaya başlarken neredeyse kendimi
aldığım benzersiz zevkten dolayı ikinci kez boşalmaya yakın hissediyordum.
Külodunun içinden çıkarmadığım elimle hala kızın minik şeftalisini ovalamaya
devam ederken, biraz emmesi için fısıltılı bir sesle yalvarınca şaşkınlık dolu
gözlerle hiç itiraz etmeden yüzüme bakan Çiğdem, istediğim gibi ağzını açmış
kamışımın başını zorIukIa emiyor, bu arada ağzına biriken tükürüklerinin bir kısmını yutmaya çaIışırken bir kısmı da dudakIarının kenarIarından boynuna doğru akıyordu. Daha fazla dayanamayıp kızın sıcacık ağzına boşalmaya başladım. Sanırım kız zaten kuvvetle emmeye çalıştığı organımın ucundan çıkan sıvıları algılayamamış olmalı ki kendi tükürükleriyle birlikte
benim döllerimi de tamamıyla yuttu. Aynı anda sırılsıklam bıraktığım
apışarasını ovaladığım kız ben elimle deliğini okşadıkça kendini elime doğru
kaldırıyor iki eliyle tuttuğu elimi sanki daha güçlü sıkmamı istermiş gibi
yarığına bastırıyordu. Boşalmam bitmiş ama kız hala kamışımı ağzından çıkarmamış
emmeye devam etmekteydi. Kızın kukusunun temasını hissedebilmek amacıyla elimi bir an için ellerinden kurtarıp külodunun içine soktum. Kız yeniden ve telaşla
ellerini elimin üstüne bastırarak kalçalarını yattığı yatakta zıplatmaya başladı
ve beş altı kere buna devam ettikten sonra elimi orasında sıkıştırarak
hareketsiz kalan kızın bütün bunları neden yaptığını pek anlayamasam da umarım
hoşuna gittiğindendir diye düşünürken birden dış kapının açıldığını duyup kendimi yatağa attım. Çiğdem arkasını dönüp aynı şekilde uyur gibi yaparken Menekşe abla içeri girdi ve aramızdaki yerine uzanarak bizim gibi o da uykuya daldı. Bir dişiyle yaşadığım bu ilk cinsel tecrübe tam bir ilişki sayıImasada tadı damağımda kalmıştı. Bir kadınla gerçek bir birleşmeyi ne zaman
yaşayabileceğimi, ne zaman o harika deliğe erkekliğimi sokabileceğimi kendi
kendime isyan ederek sorgularken içim içimi yiyordu. Sabah kalktığımızda Çiğdemin bana yöneIen bakışIarında bir tuhafIık vardı. Nitekim ertesi gece bizimle aynı döşekte yatmak istemeyerek ısrarla başka yatakta yatmak istediğini söyledi ve öyle de yaptı.
Haydar emmilerde kalışımın ikinci gecesiydi. Bir gece önce Çiğdemin
bacaklarının arasında bir defa patlamış, ikinci kızın defa ağzına boşalmam bile
bana yetmeyerek bütün gün önümde sert bir sopayla dolaşmama neden olmuştu.
Çiğdem çoktan uyumuş, Menekşe abla odanın karanlığına güvenip çıplak vücuduna geceliğini geçirirken ben gözlerimi dört açmış bu muhteşem
manzarayı kaçırmamaya çalışıyordum. Geceliğini giyip yanıma uzanan Menekşe
ablayla bir an gözgöze gelirken ben umut içinde yutkunuyordum ama o yine bana
´´İyi geceler ablam“ diyerek dönüp uyumaya başladı. Menekşe abla uyurken ben
ara sırada uyanıp yanımda uyuyan kadını süzüyor, birazcık yaklaşıp okşamamak
için kendimi zor tutarken, pijamamın deliğinden çıkardığım kamışımı sürekli
okşuyordum. Yine bir ara dalmışım. Uyandığımda üstümüzdeki yorgan kaymış, ya da
yanımda yatan kadın tarafından itilmiş olmalıydı ki arkası bana dönük uyuyan
Menekşe ablanın geceliğinin sıyrılmış olduğunu görerek heyecanla kadının
bacaklarına bakmaya başladım. Geceliğinin eteği, üstüne yattığı sol tarafında
neredeyse beline kadar toplanmış, ama üstte kalan tarafı kalçalarının yarısını
örtecek kadar aşağıdaydı. Bembeyaz bacaklarını okşamamak için kendimi zor
tutarken, dayanamayıp eteğini tamamen açmaya karar verdim. Bende aynı şekilde
sol yanıma yatıp, sağ elimi uzatarak ucundan tuttuğum geceliğin eteğini milim
milim, belki on dakika uğraşarak son derece yavaş hareketlerle açtım. En son
işim bitip, şöyle bir doğrularak yarattığım eserime bakınca zorlukla
yutkunduğumu hatırlıyorum. Tam yanı başımda altında külodu olmayan yusyuvarlak
gergin ve iri kalçaları çırılçıplak, fıstık gibi bir kadın yatıyordu. Hala
kadına herhangi bir el hareketi yapabilecek cesaretim yoktu ama sanki uyku
sırasında farkında olmadan olmuş süsü verebileceğim birşeyler yapmaya karar
vererek arkadan yavaşça yaklaşıp, hafifçe dizlerimi bacaklarına değer duruma
getirdim. Bu mesafede artık önümü biraz ileri doğru bastırsam kadının çıplak
kalçalarına değebilecektim. Bir müddet hiç kıpırdamadan bekledikten sonra,
aniden sanki uykumda pozisyonumu değiştiriyormuş gibi önümü kadının çıplak
kalçalarına bastırdım. Bu arada böyle bir şeyi yapmaya cesaretim olmamasına
rağmen, deli gibi dikilmiş olan aşk mızrağım pijamamın açık deliğinden dışarı
çıkarak kadının kalçalarının arasına dayandı. Bu beklemediğim çıplak temas beni
öyle etkiledi ki artık bu kadar ileri gittikten sonra geri dönmek bir yana,
gidebildiğim kadar ileri gitmeye karar vererek, kamışımı kadının kalçaları
arasına iyice sokabilmek için çok ağır hareketlerle bastırmaya başladım. Ne
kadar uğraşırsam uğraşayım bulunduğum yerde bir türlü yol alamıyor, kadının
kalçalarını demir gibi olan kamışımla ezerken neredeyse sokmadan düzüyordum.
Çıplak bacakların arasına sıkışan kamışım önümdeki uyuyan kadının bacaklarını
birdenbire aralamasıyla bulunduğu yerde serbest kaldı. Bir an bekledikten sonra
tekrar yüklendiğimde kamışımın başı sıcak ve kaygan bir yere dayandı. Uyuyormuş
gibi muntazam nefesler alıyor, yaptıklarımdan bilinçli olarak sorumlu tutulmayı
zorlaştıracak şekilde rol yapıyordum. Menekşe abla ben ıslak deliğine
yüklenirken kalçalarını kucağıma doğru bastırmaya, kamışımın başı yıllardır
özlemiyle yanıp tutuştuğum yuvaya girmeye başladı. Kendimi bir kere daha
dirençle ileri doğru bastırınca, kamışımın uzunluğunun yarısından fazlasını
kadının ekmek fırını gibi yanan deliğine döşedim. Rüyasında belk**e kocasıyla
seviştiğini gören kadın kalçalarını tempolu olarak kamışıma bastırıp
çekmeye başladı. Bu kadarı artık benim için çok fazla gelerek Menekşe ablamın
deliğinin dibine boşalırken, o da kendini bana doğru şiddetle bastırarak
uykusunda hafifçe inlemeye, kamışımı sarmalayan deliği sanki bir sıkılaşıp bir
gevşemeye başladı. Kadının içinden çıkarmadığım kamışımın sıkıştığı delikte
damarlarının atışını duyarken uyuyup kalırken kendimi olağanüstü
rahatlamış ve mutlu hissediyordum. Ertesi akşam gün boyu mandırada
çalıştığımdan eve geldiğimde leş gibi kokar durumdaydım. Beni bu halde gören
Menekşe abla bu şekilde eve girmeme izin vermeyip hamama gönderdi. Bütün gün dün
gece yaşadıklarımı düşünüp pantolonumun içinde dikilen kalın bir kalasla
dolaşmak zorunda kaldım. Hamamda sıcacık suların bedenimi uyarmasıyla artık
ağrımaya başlayan kasıklarımı rahatlatmak için otuzbir çekerken Menekşe ablayı
domalmış benimle düzüşürken hayal ediyordum ki hamamın kapısından seslenen
Menekşe abla sırtımı sabunlatmak isteyip istemediğimi sordu. Aslında hayatta en
çok isteyebileceğim şey bu olurdu ama çıplak olarak bir kadının karşısına çıkma
fikri utanmama sebep oluyordu. Bu yüzden gerek olmadığını, zaten çıkmak
üzere olduğumu sesIendim. Tam da hayal ettiğim kadının sesini böyle birden bire
duyunca kendimi daha da azmış hissedip, biraz daha asıldıktan sonra neredeyse
tazyikle işer gibi karşıdaki duvara fışkırmaya başladım. Ön takımlarım belirgin olsun diye altıma özellikle donsuz olarak giydiğim bol pijamamla banyodan çıkarken Menekşe ablam elinde havlusu ve çamaşırlarıyla içeri girmek için kapıda benim çıkmamı bekliyordu. Kapıdan girmesen önce bakışlarının önümdeki şişkinliğe odaklandığını görerek tekrar heyecanlandım. O banyoya girerken ben yatak odasına gidermiş gibi yapıp, kapının önünde bir müddet oyalandım. Su dökünme seslerini duyunca yüksekteki pencerenin altında duran bakracın üstüne çıkarak buğulanmış camın açık olan kanadını biraz aralayıp içeriye şöyle bir göz attım. Menekşe abla çırılçıplak oturup bacaklarını iyice açmış eliyle önünü ovalıyordu. Gözlerini yummuş, alt dudağını dişlerinin arasına sıkıştırmış olan kadının dudakIarı arzuyIa araIanmış, dokunabiImek için yanıp tutuştuğum diri memeIeri o hareket ettikçe titriyordu. Bir eIiyIe avuçIadığı doIgun memelerini sertçe sıkan Menekşe abIa diğer eIini kasıkIarına bastırırken yüzünü canı yanıyormuş gibi buruşturarak belki iki üç dakika öyle hareketsiz kaldı. Şahit olduğum bu sahne erkekliğimin yeniden kalkıp taşaklarıma baskı yapmasına neden olmuştu. Ben yavaş yavaş organımı okşarken kadının elindeki lifi köpüklemesinden artık yıkanacağını anlayarak yatak odasına gittim. Pijamamın önünden fırlayan kamışımı okşamaya devam ederken gözüm döşekte yatan Çiğdeme takıldı. Kız gözleri faltaşı gibi açılmış diktiği gözleriyle büyülenmiş gibi elimle okşadığım devleşmiş erkeklik organıma bakıyordu. Benim yanına doğru hareketlendiğimi görünce aniden kalkıp ardımdaki açık kapıdan fırlayıp dışarı kaçtı ve banyonun önüne giderek Yengesine kendisininde banyo yapmak istediğini sesIendi. Küçük kahpe eğer kaçmasa o gece kızlığını alacağımı anIamıştı. Ama sonunda kendisine bunu yapan yine ben oldum ille, yıllar sonra nikahlı karım olarak gerdek odasında!..
Sabah evden çıkarken Menekşe ablaya arkadaşlarla eğlenmeye gideceğimizi
akşam biraz geç kalabileceğimi söyledim. Aslında niyetim eve içip biraz
dağıttıktan sonra gelip Menekşe ablayla gerçek bir düzüşmeye cesaret toplamaktı.
Akşam üstü köydeki diğer arkadaşlarımla kararlaştırdığımız gibi yanımıza bol
yiyecek alıp sabah kasabaya giden deli ahmetin getirdiği iki büyük rakıyla
birlikte bağlara gittik. Çocuklar devamlı olarak karı kızdan bahsediyor, şehirde
geneleve gidip iki defa kadınlarla yatan Muarremin yaptıklarını ballandıra
ballandıra anlatmasını diğerleri gibi ben de dikilmiş olan kamışımı okşaya
okşaya dinliyordum. Muharrem hepimizin daha çocuk olduğunu, kadından nasibini
alamamış biçareler olduğumuzu söyleyip aşağıIıyordu ama ben gerçekten de bir
kadını hemde genç ve onların hayal bile edemiyecekleri güzellikteki bir kadını
daha dün gece düzdüğümü söyleyemiyor, benim Menekşe ablalarda kaldığımı
bildikleri için dün bir karıyı becerdim desem kim olduğunu anlayacaklarından
korkuyordum. Muarremin anlattıkları ve bütün gece sürekli açık saçık şeyler
dinlemenin yarattığı dolulukla birhayli kafayı bulmuş olarak gecenin bir yarısı
menekşe ablanın kapısının önüne kadar geldim. Kafam o kadar iyiydi ki Menekşe
ablaya kendisini düzmek istediğimi söylemek istiyor hatta bunu kapının önünde
kendi kendime konuşur gibi bir sesle dile getiriyordum. Birden bire kapının
açılıyor olduğunu farkedince eşiğe kendimi bıraktım ve kendinden geçmiş numarası
yaptım. Kapıyı açan Menekşe abla beni sarsarak uyandırmaya çalışınca ben sanki
hiç duymuyormuş gibi yatmaya devam ettim. Kadının kollarımdan çeke çeke içeri
taşıması çok hoşuma giderken, beni yatağın üzerine uzattıktan sonra ayakkabımı
ve çoraplarımı daha sonra da gömleğimin düğmelerini çözerek üstümü soymaya
başladı. Annemden sonra hayatımda ilk defa bir başka kadın tarafından soyulmak
bende çok değişik bir duygu hissetmeme yol açmıştı ama bu duygu kesinlikle
anneme karşı hissettiğimle aynı değildi. Ben daha fazlasını beklemediğim halde
pantolonumun kemerini çözen elleri fermuarımı aşağı çekip elleri hassas
yerlerime dokunurken aldığım zevkin keyfiyle gevşerken aynı anda altımda donum
olmadığı aklıma geldi. Kıpırdamadan yatmaya devam ederken kamışımın sertleşip
dikiImesine yapabiIeceğim birşey yoktu. Pantolonumu bacaklarımdan çıkarıp alan kadının gördüğü şeye nasıl bir tepki vereceğini çok merak ederken, bir kadının yanında çıplak olmanın utanç duygusu aynı anda hissettiğim şiddetli tahrik olmuşluğuma yenik düşüyordu. Heyacandan yüreğimin deli gibi atmasını duyabileceği korkusuyla nefes bile almaktan korkar haIde sızmış taklidi yapmaya devam ediyor, bundan sonra Menekşe ablanın ne yapacağının merakıyla beklerken her an gözlerimi açıp ona kendisiyle düzüşmek istediğimi söylemeyi kuruyordum. Bir kaç dakika sonra yattığım yerden ne yaptığını görebilmek amacıyla gözlerimi hafifçe aralayınca hemen üstümde ayağa kalkmış olan Menekşe ablanın geceliğini üstünden sıyırdığını ve benIiğimi günlerdir kendisine esir eden müthiş vücudunu çırılçıplak bırakırken Aynı anda bana doğru eğiIince derhal gözlerimi kapatıp sızmış
numarasına geri döndüm. Hiç ummadığım şekilde erkekliğimin üstüne
oturup çıplak kalçalarını kamışımın üstünde oynatmaya başlayan Menekşe ablanın
bu yaptığına inanamıyor, kendimi sanki rüyada gibi hissediyordum. Sanırım
erkeksizlikten azmış olan kadın kendinden geçmiş durumdaki toy bir çocuğun bu
durumundan yararlanmak istiyordu. Hiç hareket etmeden kadının bana yaptıklarına
müdahale etmemeye karar vererek yaşadığım bu harika olayın zevkini çıkarmaya
başladım. Çırılçıplak vücuduyla üstüme uzanan Menekşe ablanın sıcak nefesini
yüzümde hissettiğimde ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken kadın dudaklarını
dudaklarıma değdirerek öpmeye başladı. Dudakları vücudumun üzerinde gezinirken
her temas ettiği yerde tenim adeta yanıyordu. Bacaklarımın arasına inip hassas
yerlerime diliyle dokunduğunda ben kendimi kasmamak için bir hayli direnirken
taşakIarımı ağzının içine soktuğunda nefesimi tutmak zorunda kalıyordum.
Kamışımı ağzına alıp emmeye başladığında iyice cennette olduğuma inanmaya
başlamış durumda elimde olmadan aldığım amansız zevkin etkisiyle inliyordum.
Kadın doğrulup ata biner gibi üstümde otururken kendini hafifçe kaldırıp
gövdesinden tuttuğu kamışımı deliğine yerleştirdi ve santim santim içine sokmaya
başladı. Kalçalarının kucağıma değdiğini hissetiğim anda artık Menekşe ablayı
düzdüğüme emim olmuştum. On beş dakika kadar üstümde inip kalkarken avuçIadığı taşakIarımı okşayan Menekşe abIa dudaklarıma hırsla yapışarak koparacakmış gibi emmeye ve bu arada da garip inleme sesleri çıkarmaya başladığında sanırım beIi geIiyordu. Bir kadını erkekIiğimIe boşaltıyor olmanın verdiği coşku ve kadının kamışımın üstünde boydan boya inip kalkmalarına dayanamayarak Menekşe abIanın fırın gibi yanan sıkı deliğine fışkırmaya başladım. Dürüstçe itiraf edeyim içtiğim içkiler, yaşadığım iIk cinseI iIişkini sarsıcıIığı ve doyuma uIaştıktan sonrasının mayışmışlığıyIa uyuyup kalmışım. Daha sonra ne olduğunu bilmiyorum ama bir ara uyandığımda arkası bana dönük olarak uyuyan Menekşe ablaya arkadan sarılıp memelerini avuçladığımı ve kalçalarına sürtünerek tekrar boşaldığımı hatırIıyorum. Sabaha karşı Menekşe ablanın dürtmesiyle uyandığımı hatırlıyor gibiyim. Sanki pijamamın önünü ısIatmışım da beni banyoya götürüp yıkamış, sonrada kamışımı ağzına almış, yine boşalmışım. Bu hatırladıklarım rüyamıydı yoksa gerçekmi doğrusu hiçbir zaman bilemiyeceğim.
Haydar emmi döndükten sonra bir daha Menekşe ablayla yatma şansım
olmadı. Geceler boyu defalarca beraber olduğumuz halde hiçbir zaman aramızda
yaşananları konuşmamış, olayları yaşarken ben de o da sanki karşımızdaki oIanIarı biImiyormuş havasında kalmıştık. Şimdi arada sırada onu gördüğümde bana hep iltifat ediyor. Ne kadar büyüdüğümü, yakışıklı bir delikanlı olduğumu falan söyleyip gururumu okşuyor. Hatta ne zaman yine kendilerinde kalıp onları gözeteceğimi şaka yollu sorup beni boşuna ümitlendiriyor. Zaten çok
yakında kocası askerden gelecek. Ondan sonra öylesi bir fırsat doğsa bile
artık beni köyde küçük bir çocuk olarak görmediklerinden öyle avrat
kısmının yanına bekçi diye koymazlar. Kadının tadını aldıktan sonra kendi kendimi tatmin edesim de hiç kalmadı ve bir süredir koçIarım öyIe doIdu ki. Bazı geceler rüyamda Menekşe ablayı tıpkı o gece olduğu gibi kamışımın üstüne oturmuş inip kalkarken görüp sanki onun içinde patlamış gibi boşalıyor, gecenin bir yarısında neredeyse bir bardak suyla ıslanmış gibi pijamalarım üstüme yapışmış olarak uyanıyorum.
Yaz günü babam sürüyü yaylaya götürme işini bana vermişti. İri yapılı
oluşumdan ve köyde hiç bir oğlanın bileğimi bükememesinden dolayı babam bana çok
güveniyordu. O güvenle de dört gün boyunca tek başıma sürüyle yaylada kalmamda
bir sakınca görmemişti. Babamın bana olan bu güveni doğrusu beni de çok
gururlandırıyordu. Yetmiş koyunluk sürümle köyden ayrıldığımın ikinci günüydü. Hayvanlar otlakta
yayılmış otlarken bende çimenlere uzanmış sıcak güneşin tadını çıkarıyor bir
yandan da uyukluyordum. Birden büyük baş bir hayvanın mölemesiyle şöyle bir
doğruldum ve kısa boylu ince yapılı otuz yaşlarında, yüzü kız yüzü gibi güzel
bir çobanın bana doğru geldiğini gördüm. Selamlaşıp hoşbeş ettikten sonra
adının Nedim olduğunu öğrendiğim adamın aslında Almanya da yaşadığını köy
özlemini gidermek için her sene karısıyla birlikte yıllık iznini geçirmek üzere
buraya gelip tıpkı esk**en olduğu gibi kısa bir süre için de olsa köy yaşamına
olan hasretlerini gidermek amacıyIa buraya geldiklerini anIatan adam, yayla evinin hemen biraz ilerde olduğunu karısının da akşam yemeği için kendisini beklediğini ve istersem benim de gelebileceğimi söyledi. İki gündür sıcak bir yemeğe hasret kaldığımdan sevinçle davetini kabul ettim. Akşam vaktine daha zaman vardı. Onun malları büyükbaş hayvanları benim koyunlarla birlikte otlarken Nedim de benim yanıma uzandı ve başladık sohbet etmeye. Sohbet konularımız daha çok karılar, seks filimleri, ve düzüşmekle alakalıydı ve bu tür konuları kendimden büyük ve evli bir adamla paylaşmak bana çok iIginç geImişti. Nedim kendisinde çok güzel porno filimler olduğunu istersem bana da seyrettirebileceğini söylüyor ama filimleri anlatırken özellikle üstünde durduğu şeyler iri erkeklik organları ve karısının bu tür filimleri izlediği zaman ne kadar tahrik olduğu oluyordu. Özellikl karısının da en az porno yıldızları kadar güzel olduğunu ve vücut özelliklerini öyle ballandırarak ve öyle detaylı anlatıyordu ki ister istemez kamışım dikilip pantolonumun önünde bir çadır oluşturmuştu. Bir kocanın eşinin cinselliğinin gizleri hakkında böyle ayrıntılı şeyler anlatması biraz garibime gitse de arkadaşça yapılan bu sohbetin samimiyetinden kaynaklandığı fikriyle çok da yadırgamıyordum. Gözü sürekli olarak önümdeki kabarıklığa takılan Nedim lafı erkeklik organlarının boyutuna getirdi ve şu porno yıldızınınki bu kadar ötekininki şu kadar derken aniden bana dönüp seninki ne kadar büyüklükte diye sorunca ben ellerimle uzunluğunu tarif etmeye çalışırken; ´´ Yok daha neler, görmeden hayatta inanmam! “ deyince, ispat etmek için fermuarımı indirip malımı dışarı çıkarttım. Yay gibi kamışım öyle bir dışarı
fırladı ki Nedim hayret ve hayranlıkla; ´´Oy anam bu ne böyle“ demesiyle
uzanıp kamışımı gövdesinden tuttu. Şaşkınlıkla, ne yapacağımı bilmez bir şekilde
elinde tuttuğu aletime bakakaldım. Nedim kamışımın başını ağzına sokarken şimdiye dek bir kadınla yatıp yatmadığımı sordu. O anda nedense doğruyu söylemek içimden gelmeyerek yatmadığımı söyledim. Yüzünde tuhaf bir gülümsemeyle elinde tuttuğu organımı ne zaman donunu indirirdiğini anIayamadığım çıpIak, kadın teni gibi tüysüz kaIçaIarının arasına sokan Nedim ben işi oIuruna bırakıp iştahIa kendisini düzerken akşam yemeğine genç bir misafir götüreceği için karısının
bu gece çok mutlu olacağını söylediğinde ne demek istediğini o anda pek de
anlayabilmiş değildim.
Akşam olup Nedimle evlerine gittiğimizde karısı henüz pişirmiş olduğu
yemeği ocaktan indiriyordu. Kadın yirmibeş yaşlarında ceylan gibi güzel
gözlerinin lacivertliği uzun ve siyah kirpiklerinin arkasında saklanan,
kocasından daha uzun boylu, her adım atışında diri memeleri ve yuvarlak
kalçaları giysilerinin içinde titreyen, ince belli, güler yüzlü bir kadındı. Beni kibarca karşılayıp özenle ağırlayan kadının tavırlarında nedenini anlayamadığım bir esrar, nazlı hareketlerinde iç gıcıklayan bir
şehvet havası vardı. Karısına büyük bir ilgiyle sürekli baktığımı gören Nedim;
´´Nasıl karımı beğendinmi“ der gibi bir bana bir karısına bakıyor, mutfağa
yardım için karısının yanına gidiş gelişlerinde de aralarında alçak sesle bir
şeyler konuşurlarken bir konuda hem fikir olduklarına dair kelimeler kulağıma
kadar geliyordu. Yemek bitip hava karardıktan sonra küçük jeneratörü çalıştıran
Nedim dvd çaIara bir filim koydu. Karısı işlerini bitirdikten sonra bizimle beraber film seyretmeye geldiğinde üstünü değiştirmiş, kaIçaIarını biIe örtemeyen siyah, seksi bir yatak kıyafeti giymişti. İri memelerine yapışan kıyafetinin üzerinden meme uçları olduğu gibi belli oluyor ama kadın bunun farkında değilmiş ya da aldırış etmiyormuş gibi görünüyordu. İzlediğimiz filmin bir sahnesinde o kadar açık bir sahne vardı ki benim varıığımdan utandığını sandığım Nedimin karısı uzun süren bu sahnenin ortasında çay koyma bahanesiyle mutfağa gitti. Karısı gider gitmez Nedim seyretmekte olduğum sahnenin etkisiyle dikilmiş olan kamışımı pantolonumdan çıkarıp aceleyle bir iki dakika emdi. Tam karısı içeri girerken o hala kendinden geçmiş ağzındaki organımı vakumluyordu.Toparlanmadan önce kadının bu sahneyi görmesine engel olamadım. Ama genç kadın hiçbirşey olmamış gibi elindeki tepsiyi önümüze koyup şeker getirmek üzere mutfağa tekrar giderken ben arkasından kalçalarına iştahla bakıyor, zevkle dudaklarımı ısırıyordum. Nedim elini tekrar önüme atarken bana karısını işaret ederek; ´´Güzel değilmi?“ deyince kafamı sallayıp elinde tuttuğu kamışıma doğru elini sıkıca bastırdım. Üçümüzde aynı divanın üstünde oturuyorduk. Nedim ortada karısıyla ben iki yanındaydık. Kadın şeker getirip yerine geçerken Nedim kenara kayarak kadını ortaya oturmaya mecbur etti. Şimdi genç kadının mis gibi dişi kokusunu koklayabilecek, hatta bacaklarımız birbirine değecek kadar yakınındaydım. Nedim kalkıp odanın ışığını kapattı ve az önce biten filmin yerine başkasını koydu. Bu seferki film bir öncekinden daha da açıktı. Baştan sona pornoyu andıran sahnelerle dolu filmin bendeki etkisi çok beIıirgin oldu. Önümde ki çadır saklanamayacak ölçülerde gergin bir şekilde dikili duruyor, yanımdaki kadının arada sırada dikkatle önüme baktığını görünce heyecanım katlanarak artıyordu. Nedim bir ara bana dönüp geceyi burada onlarla geçirebileceğimi, dolayısıyla bir eşorfman giyersem daha rahat edeceğimi söyledi. Nedim filmi dondururken karısı benim için bir tişört ve eşorfman altı getirip bıraktı. Kendileri de üstlerini değişmek için yatak odalarına gittiler. Geri döndüklerinde Nedim bir şort giymiş üstü çıplak, karısıda beni şaşkınlığa uğratan bir şekilde karanlıkta şeffaf olduğunu seçebildiğim kısa, dantel bir gecelik giymişti. Yanlış görüp
görmediğimi anlamak için dikkatle kadının memeIerine bakarken televizyonun
önünden geçen kadının sütyen takmadığı diri göğüsIerini tüm ayrıntılarıyla
görününce donsuz olarak giydiğim eşorfmanımın önünde iki karışa yakın bir
çıkıntı meydana geldi. Filmi tekrar başlatıp herkes eski yerlerine geçince ben
yanımdaki kadının memeIerine mi yoksa filmdeki sevişme sahnesine mi bakacağımı
şaşırmış fırsat buldukça kamışımı okşuyordum. Kadın kocasına doğru yaslanmış bir
şekilde sırtı bana dönük olarak oturuyor başını yasladığı kocasının göğsünden
televizyondaki aşk sahnelerini sessizce izliyordu. Bir ara Nedimin durumu nedir
diye hafifçe onun tarafına doğru eğilince gördüğüme emin olabilmek için dikkatle
bakmak zorunda kaldım. Kadın kocasının erkeklik organını şortundan dışarı
çıkarmış benim varlığıma aldırmadan elinde sıvazlayıp duruyordu. Galiba çok toy
bulduklarından bana pek aldırdıkları yoktu. Dikkatimi filme vermeye çalışıp
bunda bir müddette başarılı olduktan sonra kadının başının kocasının kucağına
doğru eğildiğini farkederek neler olacağını heyecanla izlemeye başladım.
Karanlık odada televizyondan gelen ışığın aydınlığında genç kadının kocasının
benimkinden daha kısa ama oldukça kalın olan uzvunu ağzına aldığını ve iştahla
emdiğini görebiliyordum. Arada sırada emişlerinin dozunu ayarlayamıyor ve
bebeklerin anne memesini emerken yaptıkları gibi şapırtı sesleri çıkarıyordu. Bu
arada iyice yana yattığı için geceliği yukarı sıyrılıp yuvarlak kalçaları tam dibimde davetkar bir şekilde açılmıştı. Dokunabilmek için içim giderken kendimi biraz kadına doğru kaydırdım. Bacağım kadının kalçasına dokununca bir an başını kaldıran kadın hafifçe doğruluren tam dibine yanaşmış oIduğum için bacağımın üstüne oturmak zorunda kaIdı. Muhteşem aIçaIarının temasından aldığım zevkli heyecandan az daha kendimi kaybedecektim. Umursamaz gibi görünerek başını tekrar Nedimin kucağına gömen kadın küçük bir bez parçasının çok az örtebildiği yarı çıplak kalçalarını sunmak ister gibi benim kucağıma yanaştırıp dönünce bundan cesaret alarak hafif yan dönerek biraz daha yaklaştım. Şimdi bir dizim kadının
çıplak bacaklarına dayanmış durumdayken dizimi biraz kaldırarak kocasını
emmekle birhayli meşgul olan kadının kalçalarının arasına yasladım. Çok büyük bir cesaret gösterip yaptığım bu hamleme kadından hiçbir tepki gelmeyince iyice yan döndüm. Bu durumda kadının kalçasına yaptığım teması kaybetmiştim. Ama şu anda ki durumda yeni bir yaklaşma hamlesi bana çok daha farklı bir fırsat verebilirdi. İleri gidip gitmemeğe karar vermekte zorIuk çekerken önümde arkası bana dönük olarak kocasının kamışını emen kadın kendini geriye
doğru hafifçe iterek kucağıma yaslandı. O anda önümdeki kazığı tamda
kalçalarının birleştiği yere dayayınca kocasının kucağından başını kaldıran
kadının hafifçe; ´´Ohh“ dediğini duydum. Önümü kadının arkasına bastırmaya
başladığımda kadın da kendini benim tempoma uydurarak aynı şekilde kalçalarını
erekIik organıma sürtmeye başladı. Nedim gözleri kapalı olarak kendini
karısının verdiği zevke kaptırmış gibi görünürken film bitmiş televizyonun boş ekranı yanlızca ortamı hafifçe aydınlatan bir araç haline gelmişti. Kadının kocasının kamışını alenen emip başını bir aşağı bir yukarı kaldırması üzerine ben eşorfmanımı indirerek kamışımı kadının kalçalarına dayadım.
Aşk tokmağımın çıplak temasını arkasında hisseden kadın şöyle bir doğrulunca ben
tedirginlikle geriledim. Arkasına hiç bakmayan kadın külodunu kalçalarının
arasındaki muhteşem yarığı ortaya çıkacak kadar indirdi ve yine aynı pozisyonda
kocasını emmeğe devam etti. Artık yapılacak şey için düşünmeme gerek yoktu.
Menekşe ablayla yaşadığım tecrübelerden malımı tam olarak nereye dayamam
gerektiğini öğrenmiştim. İçine girdiğimde kadın güçlü bir zevk inlemesi
çıkarırken kamışımı boylu boyunca sıcak, dar ve ıslak deliğe çıkarıp sokmaya
başladım. Eğer bir kaç saat önce kocasının içine boşalmamış olsaydım herhalde zirveye uIaşmam uzun sürmezdi ama önümdeki kadını yarım saat pompaladığım halde hala beIim geImemişti.
Bu arada kadın iki defa inleyerek zirveye ulaşmış, kocası da aynı şekilde iki
defa kadının ağzına akıtmıştı. Ben artık cesaretle yüklenmiş olarak dizlerimin
üstüne kalkmış önümde yarı domalır gibi duran kadının içinde piston gibi bir
ileri bir geri gidip geliyordum. Bir ara Nedim ayağa kalkıp yeni bir film
koymaya girişince duraklar gibi oldum ama kadın külodunu çıkarıp attıktan
sonra önümde tamamen domalıp devam etmemi ister şekilde kendine çekince ıslak
ıslak parlayıp olabildiğinc şişmiş olan kamışımı önümdeki enfes yuvarlakların
ortasına iştahla gömmeye devam ettim. Nedim televizyonun olduğu yerde dikilmiş
benim karısını becermemi seyrederken yeniden kalkmış olan kalın kamışını
okşuyordu. Doğrulan kadın beni iterek divana yatmamı sağladıktan sonra, üstüme
çıkıp tıpkı Menekşe ablanın ben sarhoş olduğum gece yaptığı gibi erkekliğimi
içine aldı. Üstündeki bütün giysileri çıkartan kadının vücudunun güzelliği
karşısında şaşkına dönmüş durumda yattığım yerden uzanıp diri memelerinin
uçlarını ağzıma soktum. Nedim üstümde inip kalkan karısının arkasına geçince önce ne yapacağını anlayamadım. Ancak kadın arkasında kendisiyle uğraşan adama dönüp fısıltıyla; ´´ Evet evet sen de içimdesin“ deyince adamın karısını benle
birlikte sandviç yaptığını anladım. Nedimin karısının dar deliğinde üçüncü kere
boşalması çok zaman almadı. Haykırarak boşalan adamın belleri sıcak sıcak
kadının arka deliğinden benim torbalarıma akarken karısı da üçüncükere doyuma uIaşmıştı. Benim hala boşalmadığımı söyleyen kadın ayaklarının üstünde
sanki heladaymış gibi çömelip kalçalarını yay gibi gergin kamışıma hızla
geçirmeye başlayınca daha fazla dayanamayıp bedenim zevkIe kasıIırken döllerimi Nedimin kadının içine fışkırttım.
İki gün Nedimle karısı ayşe`nin yanlarında kaldım. Bu süre içinde onlarla
birlikte yaşadıklarımı hatırladıkça hala kamışım hemen sertleşir. Başımdan geçen
bu heyecan verici olaydan sonra artık kadınlara yaklaşmaktaki çekingenliğimi
tamamen üstümden atmış, karşıma çıkacak her fırsatı değerlendirebilecek kadar
rahat hissetmeye başlamıştım. Nedimle karısının erkekliğime yaptıkları gururumu
okşayıcı iltifatlar da ayrıca güvenimi artıran bir unsur olmuştu. Şimdi artık
evli yada bekar her kadını kolluyor içlerinden birini düzebileceğim fırsatları
gözlüyordum. Bir kaç kere dereyolundan dönüşte Çiğdeme rastlayıp ekinIerin
arasında zorla arkasından becerdim. Ancak aslında gerçek bir kadını arzuluyor ve
sevişmek istiyordum. Bazen Menekşe ablayı tarlalarında çapa yaparken
rastlıyordum ancak kayınbabası Haydar emmi hep etrafında olduğundan yaklaşma
fırsatım olmuyordu.
Tarlayı sulamaktan henüz dönmüştüm. Ayşen teyzemin karşılıklı oturdukları
oturma odasında büyük bir kızgınlık içinde anneme eniştemi şikayet ederken
bulunca yine kavga ettiklerini anladım. Annem her zaman olduğu gibi teyzemlerin
evine işleri görmeye giderken ben aslında onun eniştemin altına yatmak için
yandığını çok iyi biliyordum. Ama bu arada teyzeme kötü bir sürpriz vardı ki o
da babamın üç günlüğüne şehre gitmiş olmasıydı. Bir yandan gece şahit
olabileceğim düzüşmelerden yoksun kalacağımın düşüncesinin hayal kırıklığını
yaşarken, öte yandan teyzemle aynı odada yanlız yatacak olmak beni oldukça
heyecanlandırmıştı.
Annem gittikten sonra teyzemle beraber akşam yemeğimizi yedikten sonra
televizyonun karşısına geçip çaylarımızı yudumlamaya başladık. Teyzeme eniştemle
neden bu kadar sık kavga ettiklerini sorunca kadın benim çok genç olmamdan dolayı vereceği cevabı fazla ciddiye almayarak; ´´Hayır canım hala birbirimizi seviyoruz ama ben yakışıklı yeğenimi daha çok sevdiğim için buraya gelmeye fırsat yaratmak amacıyla kavga çıkarıyorum“ deyince bu söylediğinin bir kısmının doğru olabileceğini ama yanına gelmek istediğinin gerçekte ben değil babamın iri kamışının olduğunu çok iyi biliyordum. Yine de güzel teyzemin beni yakışıklı olarsak tanımlaması gururumu okşamış, hatta ayağa kalkmış olan teyzemin diri vücudunu bir kere daha ilgiyle süzmeme sebep olmuştu. Yatakları sermek için dolabın önüne giden teyzem yüksekteki ağır yatağı indirirken elinden kaydırınca telaşla beni yardıma çağırdığı sırada dolgun kalçalarını seyredip kamışımı sıvazlar durumdaydım. Hemen fırlayıp teyzemin arkasından tepesinde dengelemeye çalıştığı dengi yakaladım. Dolapla benim arama sıkışmış olan teyzemin kalçaları durum gereği abanmamla tam önüme denk gelmiş, sopa gibi dikilen kamışım kadının kalçalarına sertçe sürtünüyordu. Bir müddet ben bu pozisyonu bozmak istemeyerek teyzeme dayanmayı sürdürdüm. Kadın arkasına dayanan kalın sopamın farkına varmamış olamazdı. O da bir müddet kıpırdamadan durduktan sonra yatağı başımızın üzerinden arkaya düşürdü. O evlenmeden önce henüz genç bir kızken ben de küçük bir çocuktum ve ikimizinde en çok hoşlandığı şey her fırsatta boğuşmaktı. Yatağın düşmesi üzerine ben küçükken yaptığım gibi teyzemin koltuk altlarını gıdıklayıp; ´´Niye düşürdün ha! niye düşürdün? söyle şimdi seni gıdık manyağı yapayımmı ha!“ deyince teyzem kıkırdayarak; ´´ Sen epeydir dersini almadın galiba!“ deyip alttan yakaladığı bacağımı kuvvetle kaldırıp benim
dengemi bozmaya çalıştı. Arkamızdaki yatağın üzerine düşerken belinden kavradığım teyzemi de kendimle birlikte döşeğin üzerine çektim. Üstüme düşen teyzem kollarımı tutup beni altında hareketsiz hale getirmeye çalışırken kucağımda oturuyor, hala sertliğini sürdüren kamışım kalçalarının altında eziliyordu. Kahkahalar içinde benimle başedebilmeye çalışan teyzemin ellerinden sert bir hareketle kolumu kurtarırken gömleğinin üç dört düğmesi koparak iri memelerinin dışarı fırlamasına neden oldu. Ben bu muhteşem
görüntüye aldırmıyormuş gibi görünerek diğer kolumu da kurtarmak için çabaIayıp boşta kalan elimle omuzundan itmeye çalıştım. KazayIa sütyeninin askısını
aşağıya çekince bir memesi olanca çıplaklığıyla dışarı fırladı. Teyzem bir
çığlık atıp benim üstüme kapanırken açıkta kalan memesini görmemi engellemeye
çalışıyordu. Sanki hiç umurumda değilmiş gibi üstümdeki kadını belinden kavrayıp
altıma aldım. Teyzem telaşla memesini gömleğinin içine sokmaya çalışırken ben
kollarını kaldırıp başının üstünde tek elimle hapsettim. Dizlerimle zorla
araladığım bacaklarının arasına girip bacaklarımı bacaklarına sararak altımda
kıvranan kadını hareketsiz hale getirdim. Bir yandan da ; ´´ Hala beni küçük bir
çocuk gibi yenebileceğini mi sanıyorsun Ayşen hanım?“ derken teyzem altımda
kıvranıyor kalçalarını kaldırıp beni üzerinden atmaya yönelik hareketler
yapıyordu. Onun bu hareketleri zaten odun gibi olan kamışımın beline kadar
sıyrılmış olan eteğinden açıkta kalan minik donunun üzerine daha fazla baskı
yapmasına, dolayısıyla durumdan daha çok zevk almama neden oldu. Teyzem bırakmam için yalvarmaya başlarken ben iyice bacaklarının arasına girip sanki düzüşüyormuş gibi sürtünmeye başladım. Teyzem benim tavrım karşısında direnmeyi sürdürürken hareketleri biraz yumuşadı. Hala kurtulmak için çaba harcar gibi görünüyor ama çok da fazla zorlamıyordu. KoIIarını serbest bıraktığımda bacaklarını belime sarıp beni kendine çekerek ; ´´ Hadi bakalım beni esir aldın şimdi ne yapacaksın?“ diye sorunca, pijamamın önündeki delikten fırlayan kamışımı teyzemin şişkin kadınlığına sürtmeye başladım. Aynı anda ikimizde hem boğuşmanın etkisinden, hem de olayın farklı bir boyut kazanmasından dolayı nefes nefese kalmıştık. Teyzem kıpırdamadan altımda yatıp kısık gözlerle gözlerime bakıyor ben donunun üzerinden kadınlığına sürtünmeye devam ediyordum. Kamışım kazık gibi karnıma yapışmış üstüne uzandığım teyzemin çıplak göbeğine sürtünüyordu. Ellerini tek elimle başının üstünde hapsettiğim teyzem tıpkı biraz önce olduğu gibi bacaklarını bacaklarıma sarınca kamışımın başı kadınlığına dayanarak ince külodun üstünden deliğini zorlamaya başladı. teyzemin sütyenine sığmayan diri memelerini görebilmek için biraz doğruldum. Benim
memelerine dikkatle baktığımı gören teyzem; ´´ Sen daha süt çocuğusun ayol.
Beni yenebilmek kim sen kim biraz süt em de büyü kuvvetlen“ diyerek başımı
memelerine doğru bastırdı. Onun bu hareketi karşısında ben şımarıkça; ´´ Ee aç
da emzir hadi o zaman!“ deyince teyzem kararsızlıkla bir an durduktan sonra
sütyeninin arasından çıkardığı bir memesinin ucunu ağzıma dayadı ve; ´´ Hadi em
bakalım“ dedi. Ben belki vazgeçer korkusuyla aceleyle ağzıma aldığım meme ucunu
hırsla emmeye başlayınca teyzem derin bir oh çekerek başımı memesine
bastırdı. Bu arada sütyenini çıkartan teyzemin iki memesini de avuçlarıma alıp
sıkarak iştahla emmeye koyuldum. Bu arada kamışımla ezdiğim
yarığı ısIanıp ipek külodu kamışımın baskıları sonucu şişkin yarığının içine girmişti. Sürekli olarak kalçalarını yukarı kaldırarak yarığına bastırılan kamışı içine almak istediğini belirten hareketler yapan kadının donunu indirmek üzere aşağı kaydığımda önce tenine yapışmış ince donun üstünden şişkin kadınlığını dişledim. Teyzem yılan gibi kıvrılmaya başımı önüne bastırmaya başlamıştı. Külodu iki tarafından tutup çektiğimde gördüğüm manzara karşısında nefesim kesildi. İhtimalen babam için kendini hazırlamış olan teyzem kadınlığını ağdalamış, neredeyse Çiğdemin tüysüz yarığına benzer bir görünüşteki kadınlığı yalanmak için bekliyordu. Altımda beklentiyle yüzüme bakan kancığın yarığına dilimi ilk
dokunduruşuma karşıIık kalçalarını yattığı yerden kaldırarak inler gibi bir ses
çıkardı. Dilimi olabildiğince kaymaksı bir tadı olan kaygan deliğe sokuyor arada
bir de ne var ne yoksa hepsini ağzıma doldurup emiyordum. Teyzem mütemadiyen
ahlayıp ohluyor ve anlayamadığım birşeyler mırıldanıyordu. Başımı tutup yüzüme
ihtirasla bakan şehvet çılgınlığındaki kadın; ´´ Hadi yeğenim becer artık teyzeni“ deyince şortumu indirip yay gibi havada sallanan kamışımı kadının arzulu bakışları altında ıslak deliğine dayadım. Teyzem nefesini tutmuş içine tamamen girmemi bekliyordu. Sonuna dayanıp aletim içinde kaybolunca nefesini koyverdi ve ;´´Sen ne yaman bir erkek olmuşsun yeğenim “ diyerek bacaklarını belime sardı. Hiç acele etmeden kamışımı içinde ağır hareketlerle sokup çıkarırken dudaklarına yapıştığım teyzem benim tersime telaşlı ve aceleci davranıyor, sanki daha hızlı ve güçlü geçirmemi istermiş gibi kalçalarını ritmik bir şekilde havaya kaldırıyordu. ´´Durma yiğidim vur sertçe hızlı vur“ diye teşvik etmesi üzerine hızlanıp teyzemin yarığına bedenlerimizin çarpmasından doğan seslere aldırmadan
pompalamaya başladım. Az sonra teyzem çığlıklarla boşalırken tırnaklarını
sırtıma geçiriyor ve bu yaptığı beni daha da ateşliyordu. Kadın hala zevkle
titrerken yüzükoyun çevirip üstüne çıktım. Bir keresinde babamın onu aynı böyle
becerdiğini görmüş ve bende bunu yapabilmeyi çok istemiştim. Şimdi teyzemin
yuvarlak kalçaları altımda ezilirken kamışım derinliklerine girdikçe dibine
doğru neredeyse bir su bardağı gibi kalınlaşan organım teyzemin deliğini
geriyor her yüklenişimde altımdaki kadın zorlanarak ıh çekiyordu. Beline sarılıp
önümde domalttığım teyzemin incecik beliyle geniş kalçalarının muhteşem görünüşü
karşısında kendimden geçerek on dakika boydan boya sokup çıkardığım kamışımı
teyzemin iniltilerle ikinci kez boşalmasından sonra serbest bıraktım ve bostan
çeşmesinden fışkıran tazyikli sular gibi teyzemin içine gürül gürül akıttım. İkimizde nefes nefese birbirimize sarılmış dinlenirken baygın bakışIarını gözIerime diken teyzem fısıItıyIa; ´´ Haftaya enişten şehre gidecek. Biz evde yanlız kalmayalım. Hele bir diyeyim de anangil seni bir haftalığına bize yollasın“ deyince artık hiç abaza kalmayacağımı bilmenin sevinciyle yeniden dirilen kamışımı teyzemin kadınIığının davetkar bir cömertlikle aralanmış oIan girişine bastırdım…

Bir cevap yazın