canım elif 2

Günlerden pazardı, sabah saat 8 civarında Elif’le buluşmak için Düzce’nin merkez caddesinde araçla ilerliyordum. PTT binasına yaklaşırken Elif’in kaldırımda beni beklediğini gördüm. Altına kot pantalon giymişti ve belini sıktığı belliydi. Üzerinde gömlek ve hırkası vardı. Tedirgin gözlerle sağına ve soluna bakınıyordu. Elinde tuttuğu poşet esen rüzgardan sallandırıyordu. Araçla yanına yanaştığımda beni tanımadı. Sebebi kendi aracımla gitmemiştim. Arkadaşımın panelvan minibüsünü almıştım. Arka tarafına sünger yatak, yastık ve battaniye atmıştım. Ayrıca pikniklik ıvır zıvır. Bu bana 60 milyona mal olmuştu, ama yaşayacaklarım    için değerdi. Elifin bana vermiş olduğu sözü ( bir önceki hikayemi okuyanlar bilir ) zaman kaybetmeden değerlendirmek istiyordum. Ama ne .    varki uygun bir ortam yaratamadığım için, aklıma gelen tek çare buydu. Dikkatini çekmek için kornaya bastım. Beni fark ettiğinde, kendini    arabanın içerisine attı. Günaydınlaştıktan sonra çok üşüdüm dedi. Gerçekten hava soğuktu. Aracın kaloriferlerini biraz daha açtım. Arabayı nereden aldığımı sordu.    Bende arkadaşın diyerek geçiştirdim. Şehir merkezini çıkana kadar konuşmadık. Şehir merkezinden çıktıktan sonra, elindeki poşetten ufak bir termosla beraber iki    tane bardak çıkardı. Bardakları doldururken aracın içerisine kahve kokusu dağıldı. Doldurduğu bardağı bana uzatırken, nreye gidiyoruz ? dedi. Gülümseyerek kafamı ona çevirdim. Seni pikniğe götürüyorum dedim. Alaycı bir gülüşle, ne yani istemiyormusun dedi. Elimdeki bardağı bardaklığa bırakarak, aynı    alaycı gülümsemeyle arabanın arkasını gösterdim. Aracın şoför mahalliyle panel kısmını ayıran perdeyi araladığında sen manyaksın dedi. Gitmemiz gereken daha 40km yol vardı. Kabul edip etmeyeceğini anlamak için, istersen geri dönelim dedim. Hiç olmazsa okadar yolu boşuna gitmeme gerek yoktu.    Elindeki bardağı tepesine diktikten sonra devam et dedi. İçime bir ferahlama gelmişti. Problem yoktu yani. Kahvelerimizi içtikten sonra bana ve    kendisine sigara yaktı. İçine çektiği derin nefesten sonra dumanı kuvettlice üfleyerek buda amma sıktı dedi. Ardından kot pantolonunun düğmelerini çözerek    üzerindeki hırkasınıda çıkardı. Biraz sonra elini külotunun içerisine sokarak amını kaşımaya başladı. Elini ileri geri oynattıkça külotuda beraberinde inip kalkıyordu. Kendisine kızarak trafikte olduğumuzu unutma dedim, hırkasını üzerine attım. Abant’a gidene kadar kaşındı durdu, sebebi etek tıraşı olmuş. Nihayetinde parka ulaşmıştık. Gişeye yaklaşırken Elif’e toparlanmasını söyledim. Parka artık girmiştik, gölün etrafında ilerlerken, bulutların ardından çıkan güneş, ışıklarıyla gölün üzerinde oyunlar oynuyordu. Kendimize uygun bir yer bularak aracı park ettik. Araçtan mangal malzemeleri ile diğer malzemeleri indirdik. Elif malzemeleri indirirken bir    tarafdanda bana kızıyordu. Sen harbi manyaksın diyordu. Benim piknik lafımı gır gır zannetmiş. Dikkat çekmemek için aslına uygun davranmak gerektiğini    söyledim. Mangalımızı yaktık, etleri üzerine sererken Elif’de hem salata yapıyor hemde kendi kendine konuşarak gülüyordu. Yalan yok bende onun bu    haline gülüyordum. Bir saat sonra hemen hemen herşey hazırdı. Sofraya oturduğumuzda kola almadınmı dedi. Almıştım ve arabanın arkasında kalmıştır dedim. Arabanın arkasına giderek içeriden yok diyerek seslendi. Benim orada ısrarıma karşılık, gel kendin bul dedi. Aracın arkasına bindiğimde ani bir hareketle kapıyı çekerek, yerde duran süngerin üzerine beni itekledi. Kendiside üzerime atlayarak öpmeye başladı. Benim aklım şu anda seksde değildi.    Çünkü karnım açtı kendisini ikna ederek sofranın başına döndük. Yemeklerimizi yerken gölü seyrediyorduk. Elif, ya görürseler dedi. Neyi? Dedim. Bizi    tabiki bu iş nasıl olacak? Diye sordu. Biraz önce beni öperken nasıl rahat hareket ettiysen öyle rahat olabilirsin dedim. Bizi görmelerine imkan yoktu. Biz bunları konuşurken gölün üzerideki güneş ışığı yerini bulutların karanlığına bırakmaya başladı. İlk yağmur damlası cola bardağının içinde dalga yaparak belirdi. Piknik alanındaki insanlarda hareketlilik başladı.Tabiki bizde ortalığı toparlayarak malzemeleri altında bulunduğumuz ağacın dibine koyduk. Bu saatten    sonra dışarıda kalmanın anlamı yoktu. Artık karnımda doymuştu. Bir anda .    ikimizde kendimizi aracın arkasında bulduk. Dışarıdaki yağmurun hızlandığı, tavana vuran    damlalardan kendini belli ediyordu. İkimizde soyunarak battaniyenin altına girdik. Elif dudaklarımı yiyecek gibi öpmeye başladı. O anda sanki aracın içerisini bir heyecan ve sıcak hava kaplamıştı. İkimizde sanki iki acemi gibi ne yapacağımızı bilemeden, hoyratça sevişiyorduk. Öpüşmelerimiz aç kurt gibi    ısırıklara dönüşüyordu. Isırıkların verdiği acıyla birbirimize karşı daha sert davranıyorduk. Elif’in göğüs uçlarını emerken, bir ara koptuğunu zannettim. Bedenimizdeki acıları    zevk unsuru olarak doya doya yaşıyorduk. Elif canının her yanışında, amının dudaklarına yerleştirdiği, penisimin üzerinde dahada hızlı ileri geri sürttünüyordu.    İkimizin cinsel organıda ateş topu olmuştu sanki. Amından bedenime deyen .    ıslaklıktan orgazm olmaya hazır olduğunu anladım. Hoş ben de ilk    anda patlamak üzereydim. Elif sürtünmeyi bırakarak penisimi ağzına aldı. Tabi amınıda benim ağzıma dayamıştı. penisimi emerken, bende dilimi amının dudaklarını    ayırarak sokabildiğimce derinlere ulaşmaya çalışıyordum. Kısa zamanda ikimizin bedenide titremeye başladı. penisimden çıkan sipermler sanki vajinaya boşalırgibi ağzıyla somuruyordu. Elif’in .    amından gelen sıvılarıda aynı şekilde ben emmeye başladım. Elif’in zevkten çıkardığı sesler, tavana vuran yağmur seslerine karıştı gitti. İkimizde o vaziyette kalakaldık. Dışarıda yağan yağmurun sesi uykumuzu getirmişti. Aracın içerisindeki sıcaklık birden kaybolmuştu. Elif yerinden doğrularak koluma yattı. Üzerimize battaniyeyi çekerek, kendisine arkadan sıkıca sarıldım. Bacaklarını ve kalçasını ayırarak, penisimi kalçalarının arasına aldı. Bedenimiz tek bir parça halindeydi. İşte şu    an hiç birşeyle değişilmezdi. Ayrı bir zevki vardı. Çıplaklığın tadıydı bu. Elif gözlerini çoktan kapatmıştı. Öyle güzel duruşu vardiki, yerimden biraz doğrularak onu seyretmeye ve saçlarını okşamaya başladım. Ensesine ve boynuna öpücükler konduruyordum. Ben onu öperken yüzünde tatlı .    tebessümler beliriyordu. Yerimden tamamen kalkarak bacaklarının arasına geçtim. Amını doyasıya yalamaya başladım. Elif’den tısıltılı sesler geliyordu. Başımda ellerini hissettim. Elleriyle başımı amına bastırıyordu. Kendiside bacaklarını olabildiğince ayırmıştı. Bir süre sonra iç gıcıklayıcı bir ses çıkartarak, amından sıvılarını serbest bırakmıştı. Yerimden kalktım, penisimi ıslak amının dudaklarına yerleştirerek, sürtünmeye başladım. Kısa zamanda vücudunun üzerine sipermlerimi boşalttım. Elif sipermlerimi eliyle amına ve götüne sürdü. Daha sonra bacaklarını elleriyle kendine doğru çekerek, kalçalarını iyice ayırdı. Hadi gir artık içime dedi. penisim inmeden, götüne soktum.    Ama daha önce boşalmamın etkisiyle içinde inmişti. Bacaklarını sırtımda kenetleyerek, elleriyle beni kendine çekti. Dilimi ağzına alarak emmeye başladı. .    Uzun süre böyle öpüştükten sonra, penisim hareketlenmeye ve içinde büyümeye başlamıştı. Yavaş hareketlerimle gidip gelmeye başladım. penisim tamamen sertleştiğindede hızımı    artırarak girip çıkmaya başladım. Yeniden hoyratça sevişiyorduk. Sırtımda bacakları kelepçe gibi beni sıkarak dahada kendisine çekiyordu. İkimizde bunun son fasıl olduğunu tahmin edermiş gibi, aklımıza gelen tüm çılgınlığı yapıyorduk. On dakikadır içine girip çıkmama rağmen, bir türlü boşalamamıştım. Elif ikinci orgazmını yaşamaya başlamıştı bile. Tek korkum yorgunluktan dolayı bitap düşüp orgazm olamamaktı. Arasıra duraklayarak gücümü toparlamaya çalışıyordum. Bunu Elif’e hissettirmemek için, göğüslerini koparırcasına emiyordum. Bu bana biraz olsun yorgunluğumu unutturarak, tahrik olabilmem ve konsantremi toparlayabilmem için Elif’in zevk dolu sesler .    çıkartmasına neden oluyordu. Arasırada penisimin girdiği noktaya bakarak, haz almaya çalışıyordum. Gerçekten muhteşem bir görüntüydü. Kendimi toparlayarak olan gücümle gözlerimi kapatarak pompalamaya başladım. Biraz zorlanmıştım ama, nihayetinde titreyerek boşalabilmiştim. Artık birer sigara yakma zamanı gelmişti. Adettendir ya.    Uzun lafın kısası, Canım Elif’imle çok güzel şeyler yaşadık. O artık evli..Gönderen: hakan
Canli sikiş sohbeti yapmak için beni araya bilirsiniz. 00 237 800 00 66